Hangimiz bildi ki zamanın değerini. Ya da "Değerli kullandım" diyebilen kaç kişi var. Zannedersem bir elin parmak sayısı bile değildir.
Kimileri "zaman bizi tükketti"der, peki ya biz zamanı tüketiyorsak, geçmişe takılıp kalıyorsak. Bundan kimi, ya da neyi suçlayabiliriz ki. Geleceğe karşı duyduğumuz bu kinin nedeni ne ?
Halbuki bizi ayakta tutan gelecek değilmidir ?
Aslında bu kadar şikayetçi olmamızın nedeni sabırdır. Bazen yakamıza öyle yapışır ki, yerden yere savuran sabır değilmidir ?
Erken büyümek için bardaklar dolusu süt içiren. Sabırlı olmak gerekir dendiğinde "Hayır ben büyümek istiyorum" diye dudak büken. Şimdi ise "ah çocukluğum" diye yakınıp duran biz değilmiyiz ? Neden yaşadığımız andan andan mutluluk duymuyoruz da, ölü bir günün arkasından yas tutuyoruz ki ? Hakikatte başarısızlığımızın nedenidir geçmişe bağlanmak. Tabi geçmiş unutulmak için yaşanmaz ama ilk gün ki tadı da veremez.
Erken büyümek için bardaklar dolusu süt içiren. Sabırlı olmak gerekir dendiğinde "Hayır ben büyümek istiyorum" diye dudak büken. Şimdi ise "ah çocukluğum" diye yakınıp duran biz değilmiyiz ? Neden yaşadığımız andan andan mutluluk duymuyoruz da, ölü bir günün arkasından yas tutuyoruz ki ? Hakikatte başarısızlığımızın nedenidir geçmişe bağlanmak. Tabi geçmiş unutulmak için yaşanmaz ama ilk gün ki tadı da veremez.
Başarıya ulaşmak için, labirentler asmamıza gerek yoktur aslında. Doğan güneşe, yeni bir güne, tebessüm ile uyanabilmektir başarı. Çünkü hayat yaptıklarımızın karşılığıdır. Hiçbirimiz dün ile bugün arasında bir fark yaşatamadık. Misal kaç kişi doğanın güzelliğine varmak için eve giden yolu uzattı ki.
Aslında sabırlı olmayı bilmediğimizden bizi yıpratan ve hayata kazandıramadığımız değerdir. Bizi ölü bir geçmişte yaşatan.
Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2019, 11:31
Aslında sabırlı olmayı bilmediğimizden bizi yıpratan ve hayata kazandıramadığımız değerdir. Bizi ölü bir geçmişte yaşatan.