İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence getirilmesi teklifi üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasal düzenleme çağrısı yapmasıyla başlayan tartışmayı değerlendirdi. Akşener “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmadığımı ifade etmek isterim” dedi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İyi Parti Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray ve İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile birlikte Sözcü Gazetesi'nin İstanbul'daki merkezini ziyaretinde, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Bir kadının başını örterek ya da açarak gezmesi insan hakkıdır”
Siyasetteki “başörtüsü” tartışmasıyla ilgili, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum” diyen Akşener, Türkiye'de çok fazla kanayan yara bulunduğunu ifade etti.
“Bir kadının başını örterek ya da açarak gezmesi insan hakkıdır” diyen Akşener, bununla ilgili bir problemleri bulunmadığını vurguladı. Akşener, “Başörtüsüne dair geçmişte yaşananlar yanlıştı. O yanlışlığı da bağıra bağıra ifade edenlerden birisiyim. Ama o konunun artık problem olmaması, gündemimizden çıkması söz konusu. Hatta başörtüsüyle Meclis'e girecek olan kadın milletvekilleriyle ilgili görüşmeyi Sayın Cemil Çiçek'in isteğiyle ben yönettim. Sayın Kılıçdaroğlu genel başkandı. Kendisiyle de konuşarak hiçbir probleme, incitmeye sebep vermeden yönettik ve o iş de bitti… Temel prensip olarak elbette hakkın hukukun yanındayız. Biz gıdaya erişim gibi kanayan yaraları konuşmak durumundayız” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin acil çözüm bekleyen sorunları var”
Türkiye'nin acil çözüm bekleyen sorunları bulunduğuna dikkati çeken Akşener şu önerilerde bulundu:
“Gittiğim her yerde görüyorum ki, vatandaşımız özellikle gıda enflasyonu altında eziliyor. Acil adımlar atılabilecekse, bu konuda atılmalı. Gıda fiyatları, Tarım Kredi Kooperatifinin market raflarından düşürülmez. Gelin bir adım atın, gıdadaki maliyetleri nakliyeden başlayarak indirin. Bakın, sebze meyveden ete, bakliyattan paket ürünlere, Türkiye'nin dört bir yanında kamyoncu esnafımız, nakliye firmaları taşıma yapıyor. Hemen hemen tamamı da ücretli otoyol kullanıyor. Hele İstanbul gibi bir metropolde, yani 16 milyon vatandaşımızın gıdasını taşıyan anaçlara, yeni otoyol ve yeni köprü zorunlu. Bu neye sebep oluyor, 150 km. fazla yol yaptıkları için yakıt masrafı katlanıyor. Bunun yanında yüksek geçiş ücretleri ödeniyor. Nakliyeci bu yükü kendi ücretine, toptancıdan perakendeciye kadar esnaf da fiyatlara yansıtıyor. Buradan çağrı yapıyorum; gelin, kapanan yaralarla değil kanayan yaralarla uğraşın bu maliyeti düşürün, gıda fiyatları da düşsün. Devlete ait otoyollarda yetki iktidarda. Gıda taşıyan tüm araçların geçiş ücretini 1 yıllığına sıfırlayın. Gıda taşıyan araçlar, bir yıl boyunca ücretli otoyol ve köprüleri ücretsiz kullansın. Emin olun, nakliye maliyetlerindeki düşüş, gıda fiyatlarına da ciddi şekilde yansır.”