Şanlıurfa'nın iflah olamamasının en büyük sebeplerinden birisi, kentimizin artık ülkenin en büyük metropollerinden birisi olduğunu yada buna en yakın aday olduğunu idrak edememesidir.
Belediye başkanlarının çoğu muhtar gibi davranıyor. Yönetim şekli olarak tabi. Küçümseme anlamında değil. Yani belediye başkanlığının ne demek olduğunu bilmiyor. Ayrıca ellerine geçen ilk fırsatta yakınlarına yönelik kayırmacılık yapmaktan geri durmuyorlar. Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu da budur.
Danışman mı alınacak akraba, daire başkanı mı alınacak akraba, şube müdürü mü alınacak akraba? Hatta başkan yardımcılığına bile soyadı farklıysa uzaktan akraba getiren var. Akrabası belediye başkanı olan ve hiçbir vasfı olmayan ve hayatı boyunca bir baltaya sap olamamış insanlar bile işe alınabiliyor.
Sadece işe almalar konusunda değil tabi bu sıkıntı. Verilen ihaleler ve doğrudan teminlerde de pervasızca akraba kayırmacılığı pekala fark edilebilir. 15 Temmuz'da yaşadığımız yaranın izleri sarılır sarılmaz bu dosyalar ortaya dökülür diye umuyorum. Çünkü bu usulsüzlük ve haksızlıkları yapan belediye başkanları bunun yanlarına kâr kalacağını sanıyor büyük ihtimalle.
Ülke düze çıktıktan sonra ortaya çıkmasa bile siyasi rakipleri tarafından ifşa edilir. Biliyorsunuz artık makam-mevki elde etmek için her türlü yol ve yöntem deneyen siyasiler var. Bırakın rakip partide olmayı aynı partiden olanlar bile birbirini bitirmeye yetiyor.
Bunun hazırlığı içerisinde olan bir sürü siyasi biliyorum. Yerine geçmek istediği belediye başkanının aleyhinde şimdiden bilgi, belge, dosya toplamaya başlayan siyasetçi var. Hatta dosya satın alan yada dosyayı götürene bir şekilde menfaat sağlayanlar bile var?
Diyelim ki bu da olmadı. Bir şekilde bu siyasetçiler de susturuldu. Vallahi Urfalılar her şeyin farkında. Belediye başkanlarının o kadar çok şeyi biliniyor ki, en mahrem şeyleri dahi biliniyor.
Haydi millet balık hafızalı tezi burada da tuttu diyelim?
Kuşkusuz Kur'an-ı Kerim biz okuyup ders alalım, yolumuzu, yöntemimizi belirleyelim diye gönderilmemiş midir?
Yusuf Suresinde geçen "Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmıyorlar mı? Ahiret yurdu, Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için elbette çok daha hayırlıdır. Artık aklınızı kullanmayacak mısınız?" şeklindeki Ayet-i Kerime'yi de mi bilmezler, okumazlar?
Ne oldu, Beyt-ül maldan kendi aşiretinin itini bile doyuranlar?
Ne oldu, ne yetim ne öksüz ne başkası demeyip kamu malını çalanlar?
Allah, gizli aşikâr her şeyi işiten, duyan ve bilendir.