OLAYLARA OBJEKTİF BAKABİLMEK

Toplumsal kavram kargaşasını ortadan kaldırmak için; birey olarak olaylara objektif olarak bakabildiğimiz zaman kavramların algılanmasındaki kirlilik ortadan kalkacaktır. Siyasi rantı ve ön yargısı olmayan halkın olaylara bakış açısı aslında objektiftir. Halk olayları değerlendirir ve hazinesine atar.

Bir toplumun aydınları, siyasetçileri, olaylara objektif bakabilirse o toplum önü gelişmeye açıktır. Eğer Aydınları ve siyasetçileri tersine ön yargılı ve olaylara objektif bakamazlarsa ve bu aydınlar çoğunlukta ve etkiliyse o toplumun önü gelişmeye kapalı ve her zaman uçurumun kenarına sürüklenebilir bir durumda olur. Çünkü Aka-kara, karaya' da ? ak desen olacağı budur.

Bir haftadan beri gazetelerin köşe yazılarından düşmeyen bir olay vardır. Demokratikleşme Paketi.

Bu paketle ilgili yorumlar ve yazılar, kimi doğru, kimi de kıymetsiz hale getirmek için söylem ve yorumlarda bulunmaktadırlar. Bu bir zihin bulandırmasından başka bir şey değildir. Genelde bunu felsefeciler yapar, onların ağzından duyduğum şey; sevdiğim bir öğrencim şöyle diyordu. Hocam biz gerçekleri bulandırıyoruz, bu defa o bulandırdığımız su içinde gerçeği arıyoruz. Derdi. Sakın felsefeye karşıymış gibi anlayış doğmasın o da bir bilimdir. Ancak şuna geleceğim, var olan gerçek birdir. Onu görmek istemediğimiz zaman işte değişik yorumlar yaparız. Bu da aydınları ve siyasetçileri anlamaz hale getirir.

Neden konuyu pakete getirdim. Paket günün sıcak gündemi olduğundan ve yorumlar onun üzerinden yapıldığından dolayı.

Objektif olarak Paketin bir kısmına bakmaya çalışalım.

1-Andımz bu toplumda sürekli ayrımcılığı tetikleyen ve sürükleyen bir maddeydi. Bunu kaldıracaklardır. Bu Maddeyle toplumun bütünleşmeye ve ayrımcılığa götüren deliğin kapanmasıydı. Bu dıştaki mihrakların Türkiye aleyhine rahatlıkla kullanabildiği gibi bundan mustarip olan insanlarımızda vardı. Paketle bu kaldırıldı. Bunun neresi kötü. Objektif bakabilirsek Türkiye açısından çok önemlidir. Birliğimizin sağlanmasından önemli katkı sunacaktır. Buna karşı olanlarda olaya objektif değil' de başka açıdan bakanlar olacaktır.

2- Madde ise Başörtü meselesi: Suni gündemlerle oluşturulan yasakçı zihniyetin 50 yıllık Türkiye'yi inançlı insanlara cehennem haline getirdiler. Bununla ilgili hiç unutamadığım bir anımı sizlerle paylaşayım.

DSP döneminde atamam Şanlıurfa İl Kültür Müdürlüğünden, Halfeti Kütüphane müdürlüğüne çıkmıştı. Hafta sonlarından Şanlıurfa'ya geliyordum. Ramazan ayında bir gün yine Birecik'te araba beklerken, aniden kırmızı bir taksi önümden durdu. Ben arabaya yanaştım sürücü ?Buyurun Şanlıurfa'ya gidiyorsan seni götüreyim. Dedi. Bende gayri ihtiyari severek hemen bindim. Baktım arabanın içinde ailede vardı. Sürücü sessizliği bozmak için kendini tanıtırdı. ?Ben ???.. komiserim namaz kıldığım için Baş komiserlik rütbesini kayıp ettim. Kendisini bu şekilde tanıttırdı. ?Arkada eşim çocuğum ve kız çocuğumdur. Kızım tıp Üniversitesi 1.sınıftan terk ben hayret ettim. Neden dedim.

Çünkü Okul İdaresi; ya başörtüyü çıkarırsın ya da okuldan çıkarsın demiş, yanı başörtüyle okula gelemezsin demişler. Benim sürgünüm bana yetmemiş gibi bu oruç ağzıyla bu Baş komiserin ve kızının hali yüreğime indi. Gözlerimde yaşlar kendiliğinden boşanmaya başladı. Ya Rabbi bu insanlarımızın çilesi ne zaman bitecek diye içimde Allah'a yalvardım. Bu paketle hem başörtü hem de kamu kurumlarda namaz kılmayı serbest ettiği gibi karşı çıkanlara da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezaları getirilecek ben bu iki maddeyi anlatım. Bunlardan Perişan olanlar yalnız Komiserin kızı değildir, onun gibi binlercesi, Diğer maddelerden de mustarip olan insanlarımız vardır. Birer zincirlerin kopmasıdır. Objektif bakıldığından tüm maddelerde bunu göreceğiz. Selam ve saygılarımla Allah'a emanet olun.

YORUM EKLE