Son zamanlarda çok kullanılır oldu ''değişim'' ibaresi. Herkes değişim diyor ama kimsenin sorup ettiği yok neyin değişimi diye. Evet değişen çok şey var, yaşlanıyoruz, ölenler var, doğanlar var, gidenler ve dönenler var. Bunun dışında değişen hiçbirşey yok ne yazık ki.
Bunu söylerken bir partizan olarak değil değişimi anlamaya çalışan biri olarak söylüyorum. Hali hazırda yaklaşan seçimlerde herkes kendi rengini belli etmeye başlarken, hiçbir bakkalın ''Benim yoğurdum ekşi değil'' durumları ortaya çıkıyor hali ile.
Bana sorarsanız işte değişim tam bu noktada devreye giriyor. Yani bakkalın ''Evet benim yoğurdum ekşi, sana olmaz'' demesi işte bu değişimdir. Belediye Başkanlığı için Aday Adayı olan Ağabeylerin kimini yakından tanıyorum, kimi ile de sadece aynı şehirde yaşadığımdan dolayı tanıyorum. Tabi Aday Adaylığı sürecinde her bakkal kendi yoğurdunun reklamını yapmaya başlıyor, değişim de, değişim diye. Peki bu değişim yukarıda verdiğim bakkal örneğindeki değişim olmayacaksa neyin değişimi oluyor bu değişim ? Eski ağaları devre dışı bırakıp yeni ağalar üretmekse değişim olan veya şimdiye kadar sen yedin şimdi yeme sırası bende demekse değişimin adı ne anladık biz bu değişimden. Evet yıllar önce bölgemizde DEVLET eli ile katliamlar yapıldı ki DEVLET'in bile sorup ettiği yokken. Mevcut hükümetin devletleşme egomanyasına ne demeli o zaman ?
Tek partili hükumetin hakkı hakka teslim etmektense kadrolaşmaya gitmesi diğer hükumetlerden ne farkı kalıyor o zaman ? Başka bir ekşi yoğurdu tezgaha koymaktan ne farkı var bunun ? Bir zamanla DYP,MHP,CHP,DSP'nin yaptığından farklı olarak nasıl bir değişim yapıldı söylermisiniz ? Başörtü sorunu hala varken, Kürt sorunu hala çözüme kavuşmamışken, darbe anayasası ile hala yönetiliyorsak neyin değişiminden bahsediyoruz ? AKP'nin 2003 yılından bu yana verdiği vaatler diyerlerini saymıyorum bile.
AKP iktidarı, pardon AKP değil ''AK Parti'' bir deyişen bu sanırım. Yani bir partinin kısaltma AKP değil ''AK Parti'' olması gerekiyor. Bunu öğretene kadar kaç yazar, kaç eğitim görevlisi kaç bürokrat işinden olmuş veya sürgüne gönderilmiştir kimbilir. Bir zamanlar şapka kanununa uymayanları asan zihniyetle AK Parti demediği için sürgün yiyen veya ötekileştirilen insanlara yapılan arasındaki fark nedir sizce. ''Onlar öldürüyor biz öldürmüyoruz en azından'' diyenler de oldu.
Değişen ne biliyormusunuz, değişen tek şey yüzler, sistem aynı. Yani bir zamanlar bu memlekette türbanlı olduğu için eziyet ve zulüm görenler varken şimdi durum tam tersine döndü, saltanat mühafazakar bir parti de, artık işler ve roller buna göre biçilmiş herkes ona göre oynuyor. Her gelen hükumete şakşakçılık yapanlar boğaz manzaralı otel odalarında şampanya ile kutlama yaparken, şimdi boğaz manzaraları otellerde sözüm ona dini eğlenceler düzenlemeye başladılar.
''Yüzünüze gözünüze dursun o kadar yol elektrik altyapı bıdı bıdı bıdı?..'' diyenleri duyar gibiyim o kadarda olsun canım. Uzan ailesinin el konulan mal varlığı ile Türkiye de nice yollar yapılırdı. Uzan ailesi gibi nice işadamları var açın bakın, ya da o kadar özelleştirmeden sonra, satılan onca devlet arazisi ve kamu mallarından sonra bu kadarı dişinizin arasındaki küçük et parçası gibidir yani o kadarda olsun.
10 Yıllık iktidar döneminde Diyarbakır-Şanlıurfa karayolu gibi ise yapılan yollar hepten yandık zaten. Bitmek bilmedi mübarek. Her zaman bir çalışma var ve bir türlü bitmek bilmedi. Başbakan sağolsun her konuşmasında bolcana bahseder nasıl bir matematik zekası varsa.
AK Parti tabanına çektirilen zulümler hiç unutulmadı mesela Ergenekon, Balyoz davası gibi. Hepsinin hesabı soruldu bir hesabı gerçekten sorulması gerekenin hesabı sorulmadı mesela. Hatta Ergenekon ve Balyoz davalarında emir komuta zincirine uymak zorunda olanlar sadece hesap verebildi. Emri verenler ise hala paşa paşa saltanatlarını sürdürüyorlar. Çeteler İşadamı oldu, Ağalar Beyfendi oldu, Çakallar komisyoncu oldular.
Yani yine olan gariban ve güçsüze oldu.
Bugün gerçek değişim ''Benim yoğurdum ekşidir'' diyebilmektir. Bunu diyemiyorsan o zaman bunun adı değişim değildir.