7 Haziran genel seçimleri yaklaşırken siyasi partilerin ve siyasilerin seçim çalışmaları her geçen gün kızışıyor. Siyasi partilerin seçim bildirgeleri açıklandıktan sonra özellikle CHP ve HDP'nin seçim bildirgesi çok tartışıldı. Bu tartışmalar sürerken iktidar partisinin tek sorusu ise kaynağı nerden bulacaksınız oldu. Onun dışında herhangi bir eleştiri gelmedi.
Tüm bu eleştirilerin dışında Şanlıurfa'da Ak Parti'ye büyük bir öfke olduğunu söylemek gerekiyor. Özellikle Elektrik, su ve büyükşehir yasası ile birlikte seçimler yaklaşırken açıklanan Milletvekili Adaylarının açıklanması Şanlıurfalı'nın öfkesini daha da artırdı. Yapılan temayül yoklamaları ve sivil toplum kuruluşlarının önerilerinin aksine çıkan Milletvekili Aday listesi Şanlıurfalı seçmeni hepten çıldırttı. Geçtiğimiz dönem "ceketimizi bile koysak alırız"ın rövanşını sanırım Şanlıurfalı seçmen bu dönem ki seçimde alacak. Bunun ne derece farkında olan bir parti var açıkçası bilemiyorum. Çözüm sürecinin tıkandığı 6-7 Ekim olaylarından sonra Ak Parti'nin, HDP ile anlaşarak bu bölgeleri tamamen onların inisiyatifine bırakacağı dedikodusundan sonra Bülent Arınç'ın bölgede aktif olan Hüda-Par'ı ziyaret ederek "çözüm sürecinin tek muhatabı PKK ve BDP değildir" açıklamalarının ardından çıkan olayların sonucu hepinizin malumu ortada siyasiler tarafından oynanan bu güç satrancı birçok vatandaşın hayatına mal olurken yaklaşan seçimlerde HDP'nin Parti olarak seçime girme çalışmaları aslında bu iddiaları doğrular nitelikte.
HDP'NİN SİYASET ÇİZGİSİ GÜVEN VERİYOR MU?
HDP'nin 2015 seçimlerinde oy oranını yükselteceği aşikar ancak silahları yeni yeni bırakan bir örgütün siyasi kademelerinin oluşumuna daha tam güvenemeyen seçmen özellikle muhafazakâr seçmende kararsız bir profil ortaya koyuyor. Bu kararsızlık 7 Haziran günü netlik kazanacak ancak HDP'nin söylemleri ve kendi milletvekili adaylarından Altan Tan'ın partisinin aday listesi için "Marksist" eleştirisinin ardından Tan'ın aday gösterilmemesi tepkileri üzerine ne oldu ise aday gösterilen Tan'ın söylemleri kesildi. Kürt olarak HDP'nin destekçisi olmamız gerekiyor. Ancak neredeyse tamamı muhafazakâr olan Kürtlere Marksist ve Leninist bir ideoloji dayatılırsa eğer AK Parti'den şikayetçi olanların bu yaptıklarından ne farkı kalır. Yıllardır siyasi ideolojisini bu temeller üzerine kuran PKK'nin bu ideolojiden vazgeçip Türkiye partisi olma umudu bence biraz daha zaman alabilir düşüncesindeyim. HDP'nin Osman Baydemir ve İbrahim Ayhan ve sembolik gösterilen genç adayları düşünürsek eğer Öcalan'ın aday gösterilmesi aslında Ak Parti'de ithal adayların tepkisinin aynısı HDP'nin listesine de var. Peki HDP barajı aşmalı mı derseniz eğer, bence HDP barajı aşmalı.
AK PARTİ ERİYEN DONDURMA GİBİ
AK Parti'yi eriyen bir dondurmaya benzetiyorum. İktidar partisine yönelik zaman zaman başlatılan intifaların ardından herkes iktidarın birden düşmesini bekliyor ancak bu çalışmalar iktidarın zayıflaması için yapılıyor. Anlayacağınız altın vuruşlar değildi. Gezi olayları, yolsuzluk operasyonları, devletin içine sinmiş yapılar ve bu yapıların yargı, bürokrasi içinde ki güçlerini düşünürsek seçim öncesi birçok fırtına bizleri bekliyor ve devamı da gelecek. Bir birlerinin pisliklerini yıllardır temizleyen güçler ve bu güçlerin şuanda çatışması Ülkeyi yıllarca geri götürecek hatta iç savaşa bile sürükleyecek korkusu ile yaşıyor vatandaşlar. Ak Parti'nin Osmanlı rüyası ve Ortadoğu'da hâkimiyet elde etme egosu ya zafer ya da hüsranla sonuçlanacak ancak iç siyasette öyle görünüyor ki zaferden çok ama çok uzak durumda. AK Parti'nin Şanlıurfa'da gösterdiği liste geçtiğimiz dönem ki liste ile çok benzerlik taşıyor. Yani Şanlıurfalı seçmene bir nevi yine şunu demek istemiş "Ceketimi koysam yine alırım" durumuna gelmiş. Oysa Ak Parti'nin Şanlıurfa'da her anlamda yükünü kaldıran M.Kasım Gülpınar'ı liste başı yapmayan iktidar partisi Nurettin Nebati'yi liste başı yapması ayrı bir tartışma konusu üstelik Nurettin Nebati'nin sanki yıllarca bu memlekette yaşayıp bu memleket için çabalamışçasına meydanlarda Şanlıurfalı'ya akıl vermesi ve yıllarını Şanlıurfa için hizmet etmiş insanlara yüklenmesi adeta aklımızla alay etmekten başka bir şey değil. Şanlıurfalı seçmen bu seçim AK Parti'ye bir ders verecek bu ders ya HDP'nin ya da CHP'nin işine yarayacak. Tabi bu dönem yapılacak seçimlerde Kasım Gülpınar 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlere nazaren daha az destek alacağı düşüncesindeyim. Siverek Belediyesindeki otorite boşluğu ve Belediye Başkanı'nın aldığı yanlış kararların bir çoğu kendisine yansıyacaktır diye düşünüyorum bu düşüş nasıl olur bilmem ancak AK Partili çevrelerin bahanesi şimdiden hazır aslında suçu Siverek Belediyesi'ne şimdiden atmaya başlamışlar.
CHP İSE KENDİ AÇILIMINI BAŞLATTI
CHP'nin ise Şanlıurfa'dan Milletvekili çıkarmak için bu dönem kararlı görünüyor. Özellikle Türkiye'de hiçbir siyasi partinin yapmadığı ön seçimle belirlediği Milletvekili adaylarından sonra Ulusalcı ve Kemalist dediğimiz Milletvekili adaylarını liste dışı bırakması ile şaşkınlık yaratan CHP'de bu değişiklik başarı getirir mi derseniz eğer onu hep birlikte göreceğiz. Milletvekilinin olmadığı bölgelerde kontenjandan aday gösterdiği Milletvekillerinden dikkat çeken isimleri Şanlıurfa'da aday gösteren CHP kendi tabanına zıt adaylara yer vermesi aslında kabuğunu değiştirme niyetini gösteriyor ancak bu değişiklik ne denli kazanım olacak hep beraber göreceğiz. Eski Belediye Başkanımız Ali Murat Bucak'ın liste başı Şanlıurfa'dan aday gösterilmesi açıkçası benim içinde sürpriz oldu hatta ilk duyduğum zaman vakit kaybetmeden kendisini aradım biraz sitem birazda şaşkınlık içerisinde "Başkanım CHP ne alaka" dediğim de ise cevabı çok kısa ve net oldu. "Hakan biz CHP'nin değişimine inanmazsak zaten Adaylık teklifini kabul etmezdik. CHP'yi değiştirmeye adayız" oldu. Yıllarca Siverek'te Belediye başkanlığı yapmış böyle bir şahsiyetle 2 yıl çalışma gibi bir şansım oldu. Personelinin siyasi ideolojisi veya dünya görüşünden çok memlekete nasıl faydalı olacağını düşünerek hareket eden Bucak bugün Siverek'te sadece benim değil birçok insanın sevgisini kazanmıştır.
Bucak ailesinden 2 Milletvekili adayı olması Bucak ailesinin ikiye bölündüğü söylemlerini herkes tarafından dile getiriliyor, ancak ben bu bölünmenin çokta etkili olacağını düşünmüyorum. Yerel seçimlerde Ali Murat Bucak'a oy verenlerin birçoğu hizmetlerinin karşılığı ve sevgisinin karşılığı olarak oy verdi. İsterseniz seçim sonuçlarına bakarak hangi bölgelerin oy verdiğine bakarsanız neyi kastettiğimi anlarsınız. Dikkat ederseniz kamuoyunda yapılan açıklamalar da Bucak "Aile oyu yeterli değil" diyor ve Bucak ailesinde birçok tabuyu yıkan Bucak kapı kapı gezerek halkın düşüncelerini önemseyerek hareket ediyor. Eskiden Ailelerin önde gelen şahsiyetleri ile yapılan bu istişareler bugün bire bir vatandaşlarla bireysel olarak yapılıyor. Ağalık yapmaktansa vatandaşın kardeşi, ağabeyi, olarak hareket etmeyi kendisine bir çizgi olarak belirliyor. Bunun artılarını ve eksilerini 7 Haziran'da yapılacak olan seçimlerde hep beraber göreceğiz.