Arabayla yolculuk yaparken, haberleri dinlemek amacıyla radyoyu açmıştım. Haberleri dinledikten sonra, ardında kitap okuma ile ilgili istatistikleri okundu. Türkiye'nin okuma sıralamasında 87.sırada olduğunu söyledi. Ben hayretler içinde kaldım. Neden okuma alışkanlığımız düşük. Güney ve Doğu bölgesinde anarşi ve feodal yapının okuma alışkanlığı kazanmasında olumsuz etkiler yaptığını biliyoruz. Batı bölgelerimizde neden okuma alışkanlığı yüksek değildir. Bu sorulara gelin birlikte sebeplerini araştıralım. Okuma alışkanlığını kazanmanın olumlu ve olumsuz yönde etkileyen faktörler nelerdir.
10 yıl öncesine gidelim. Güneydoğu ve doğu bölgesi anarşi ve feodal yapı hakimdi. Böyle bir sosyal yapıda okuyup, okuduğunu incelemek yorumlamak ve olaylara açıklama ve yorumda bulunmak her babayiğidin işi değildir. Neden? Çünkü birilerin hedefi haline gelebilirdi. Bu nedenle birçok kişiden şu sözü duymuşum "kitap okumak senin neyine", "başına bela mı açacaksın" böyle bir ortamda elbette ki okuma alışkanlığını kazanmak her babayiğidin işi değildi. Batı bölgelerimizde bizden bir farkı feodal yapı yoktur. Ama orada da mafya ve çeteleşmiş gruplar vardı. Bunlarda kendilerinden başka kimsenin söz söyleme hakkına sahip değil gibi bir mantığa sahipti.
Feodal yapılarda da söz sahibi kişilerle Bürokratların işbirliğiyle vatandaşları hele kitap okuyup ta meseleler hakkında fikir yürütmek vay o kişinin haline kıskanca alınırdı. Böyle bir ortamda okuma alışkanlığı kazanılmaz. Bir ülkenin kültür seviyesi nasıl gelişir. Kültür seviyesi; Toplumu teşkil eden bireylerin kazanmış olduğu okuma alışkanlığıyla paraleldir. Eğer kitap okuma alışkanlığı gelişmişse orada bir kültürel gelişmeden söz edebiliriz.
Böyle ortamlarda söylediklerimi ben yaşamışım, bir kütüphane Müdürü olarak kitap okuma alışkanlığını kazanmamışsak bu mesleğe ihanet olarak görürüm. Ama okuma alışkanlığını kazandığınız zamanda olaylara karşı duyarlığını insanlarla paylaşma ihtiyacını his edersiniz. Çünkü bulunduğu Ülkede yaşam kötüye gidersen seninde yaşamında kötüye gidecek demektir. Yanı bu geminin rahat ve güzel bir şekilde menzile varılması için düşüncelerini olumlu yönde açıklaman bile bazen suç teşkil ediyordu.
İşte "Okuma alışkanlığımız neden yoktur." Derken bunları düşünmek lazımdır. Yoksa tüm şartlar müsaitse bu toplum mu kitap okumadı? Onun için bundan sonra Neden Okuma alışkanlığımız yoktur. Konusunda hiçbir zaman vatandaşımız suçlu değildir. Suçlu olanlar düşünsünler.
Böyle bir ortamda öğretmen kitap okumadığı gibi öğrencisine de pekte tavsiye etmez çünkü insan yapmadığı bir şeyi başkasına tavsiye etse de pekte etkisinin olamayacağının düşüncesindeyim. İşte bu nedenlerle toplumumuzda okuma alışkanlığı gelişmemiştir. Bu konuda sayfalar dolu yazılar yazılır ancak biz birazından söz ettik. "Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az" sözüyle sonlandıralım. Bundan sonra böyle devam eder mi? hayır bence ortam" kitap okumaya kendini geliştirmeye uygundur. Bundan sonra da toplumun kitap okuma alışkanlığının gelişeceği inancı içindeyim. En kutsal eylem kitap okuma eylemidir.