İCAZET TÖRENİ

Pazar günü bir dostumla Kızıltepe'ye icazet töreni için davetliydik. Beraber gittik.

Anılarım tazelendi. Eskimeyen dostlarımı ziyaret ettim. Zira 1989-1996 yılları arasında tam yedi yıl bu ilçede öğretmenlik yaptım, o yıllar güzel yıllardı. İlçenin insanlarıyla sıcak ve gerçek dostluklarımız oldu. Hiçbir menfaat gözetmeden birbirimizi sevdik, zira menfaat üzerine kurulmuş dostluklardaki samimiyet, menfaat devam ettiği süre kadardır. Maddi dostluklar maddenin buharlaşmasıyla birlikte buharlaşır. Bu arkadaşlarla yaklaşık otuz yıldır görüşüyoruz. Görüşmelerimizde sevinçlerimizi, mutluluklarımızı ve kederlerimizi paylaşırız. Psikolojik seanslardan geçmiş gibi kendimizi rahat ve hafiflemiş hissederiz. Rabbim böyle dostlukları artırsın.

            Kızıltepe ziyaretimizin asıl sebebi kendilerine icazet verilecek medrese öğrencilerinin icazet töreninde hazır bulunmaktı. Gittiğimiz yer Kızıltepe'nin batısında bir köydü, köy elli atmış haneden meydana geliyordu uzun yıllar önce ŞAKİR AĞA diye bilinen bir zat tarafından medrese yapılmış. İşte bugün o medresede icazetlerini alacak gençlerin sevinçlerini paylaşalım dedik. Pırıl pırıl bu gençlere belgeleri verilirken ve cübbeleri giydirilirken oturduğum yerde onları gıpta ile izledim. Bu çağda bu tabloya toplum olarak çok muhtacız. Kızıltepe'nin merkez ve köylerinde her yıl böyle diploma törenleri düzenlenir, yüzlerce genç icazetlerini alır.

             Ne yazık ki kendi ilçemiz olan Siverek ve köylerinde böyle medreseler bulunmamaktadır. Böyle güzel tabloların ilçemizde olmasını temenni ediyorum. Zira toplumsal barışın bu gibi değerlerle yüklü bu gençler vasıtasıyla olacağına inanıyorum.

             Törende il müftüsü ve ilçe kaymakamı hazır bulundular. Müftü Bey ve kaymakam Bey güzel konuşmalar yaptılar. Müftü bey böylesi ilim yuvalarının çoğaltılması ve desteklenmesi gerektiğini söyledi. Kaymakam Bey ise konuşmasında: " Biz toplum olarak eğitimi ıskaladık, eğitimin sadece matematik, sadece fen bilimlerini öğretmekle bu işin üstesinden geleceğimizi zannettik. Bunun yanı sıra iyi bir arkadaş, iyi bir dost, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir esnaf, iyi bir öğretmen, iyi bir yönetici ve iyi bir idarecinin vasıflarını ıskaladık. İşte o vasıflar ancak bu gibi yerlerde  gelişir. Emeğe saygı, insana saygı, büyüğe saygı, küçüğe sevgi, anne baba hakları ve toplumun yararına çalışma, topluma feda olma anlayışı ancak bu yerlerde verilir " dedi.

              Bu öğrenciler buradan donanımlı bir şekilde mezun oluyorlar. Aldıkları eğitim ciddi bir eğitimdir. Sadece Arapça dili ve edebiyatına vakıf olmakla kalmıyorlar, aynı zamanda tefsir hadis, fıkıh, kelam İslam tarihi v.b gibi konularda da yetiştiriliyorlar. Ben burada hükümetimizin bu güzel uygulamaları daha fazla desteklemeleri gerektiğine inanıyorum. Mesela köy camilerinde, şehir camilerinde veya açılacak kurumlarda bu eğitim verilmelidir. Bu öğrencilerin iaşe ve ibadetlerinin devlet tarafından karşılanması, ders hocalarının bir statüye kavuşturulması, mezun olacak bu gençlerin toplumdaki değişik müesseselerde istihdam edilmesi gerekir. Marifetten, ilimde insani değerleri özümseyen bireylerden bu topluma zarar gelmez. Asıl zararı bu değerlerden yoksun bireylerin oluşturduğu toplumda meydana gelir.

                Söylediğim şeylerin yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyabileceği olasıdır. İktidarı ve muhalefeti ile gerekli yasal düzenlemeler medreselerin önündeki engellerin kaldırılması gerekir. Belki imam hatip okullarımız bu anlamda bir soluktur denilebilir. Fakat bu okullarımızda, medreselerdeki ahlak, edebiyat, tarih, hadis ve tefsir yoktur. Bu konuda imam hatip okullarımız sığ bilgilerle konuları geçiştiriliyor. İslami ilimlerle doğrusal olarak ve yine devletin gözetiminde ve denetiminde ancak medrese öğretilebilir. Umarım hükümetimiz ve devletimiz medreseleri ihya edecek adımları bir an önce atar da pırıl pırıl ve birikimli gençler toplumun bütün kesimlerine yayılır, ilim ve marifet derinlemesine insanlarımızı dönüştürürler.

                  SAYGILARIMLA                                  

YORUM EKLE