Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna'nın henüz 1 yılını doldurmadan görev yerinin değiştirilmesi hiç beklenmiyordu. Hele hele merkeze alınması tam bir sürpriz oldu. Eskişehir gibi bir metropolden geldi, biraz aradan zaman geçtikten sonra yine bir metropole gitmesi bekleniyordu.
Merkezin hiç beklenmemesinde en büyük faktör, referandumda canla başla çalışmış olmasıydı. Bunu bilen ve görenler "Çok iyi bir yere verilir" diyordu Vali Tuna için. Böyle tahmin yürütenlerin hesaba katmadığı bir durum vardı. O da Vali Tuna'nın dengelerle oynamasıydı.
Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB) mesela denetçi yollayıp hesap kitaba el koydurttu. Kangrenleşmiş ve babalarının çiftliği haline gelmiş olan Sulama Birlikleri'ne yönelik girişimi de önemliydi. Yine bir çiftlik vardı, 'Beyaz Urfalı'ların ŞURKAV Çiftliği? Hani mal varlığı kendi aralarında babalarından kalmış miras gibi paylaşılan ŞURKAV. Öyle ki yönetimden birileri medya adını kullanarak Balıklıgöl'ün en önemli yerindeki avlulu evi alıp ciğerci yapmıştı. Daha cukkalarını dolduramadan adamların elinden geri aldı Vali Tuna. Dipsiz kuyu Şanlıurfaspor'a da öyle yaptı. Dediklerine göre işi kayyuma kadar götürecekti. İşlerine müdahale ettiği için ilçe belediye başkanları bile kendisinden çekinir oldu.
Tüm bunların yanında bir önceki vali döneminde lakayt davranmaya alışan bürokratlara da mesafeli davrandı. Hadlerini bildirdi dersek yeridir. Aynı şekilde kente bir vali gelir gelmez eşini alıp konağa ev gezmesine giden gazetecilere de diğer valilerden farklı davrandı ve istemedi. Hatta onlardan gözaltına alınanlar olurken yine diğer valiler gibi yargıya müdahale etmeye kalkışmadı. Gözlerinin yaşına bakmadı yani.
Bunlar elbette merkeze alınmasına sebep olan konular değil belki. Ama böyle bir vali birkaç siyasinin de damarına basmıştır. Burası Urfa... Geçen çok basit cezalar kesen bir kurumdayım. Telefonu çalan memur "yine hangi siyasi kim için arıyordur" diyerek oflanıp-poflanıp telefonu cevapladı. Telefon konuşmasından sonra "Bu küçük cezalar için milletvekilleri mi devreye giriyor" diye sordum. "Oooo" diyerek "konuşturma beni" der gibi dertli dertli başını sallayıp iç çekti. Bu bir ihtimal? Yani hiç umulmadık bir siyasi bir şekilde karalamış olabilir.
***
Diğer ve en güçlü ihtimal ise, Kürtlerle ve sınır ötesi ile ilgili yeni ve çok önemli gelişmelere ayak uydurabilecek bir vali seçilmiş olması. Mart ayında Samsat'ta yaşanan deprem için DHA'dan Ali Leylak ile Adıyaman'a gittiğimizde, ikimizin de aynı anda aklından geçen Vali Abdullah Erin'in tam Şanlıurfa'ya göre bir vali olduğuymuş. Dönerken aynı şeyi düşündüğümüzü konuştuk. Ve yolda gelirken CV'sine baktık. Bir kere hem doğduğu il Mardin hem de Habur Sınır Kapısı ile ilgili tecrübesi Urfa için önemli bir avantaj.
Suriye'ye açılan 3 sınır kapımız olduğunu hatırlatmakta fayda var. Vali Erin'in Suriye ile ilgili araştırmaları var. Ajans yöneticiliği yaptığı için kalkınma konularında da deneyimli. İçişleri Bakanlığı'nda çalıştığı için Ankara'ya da uzak biri değil. Hem İngilizce hem Arapça hem de Kürtçe'yi iyi konuşabiliyor. Mülkiye baş müfettişliği de yapmış. Özellikle belediyelerde dönen dolapları çözmeye birebir. Hele bir de ortada dönen dedikodular gibi gerçekten hala kayyum atanacak belediyeler varsa. Zaten CV'sindeki kariyeri saymakla bitiremeyiz.
Onun için ya PYD'nin de içerisinde olduğu sınır ötesi ile ilgili büyük bir gelişme yaşanacak ya da belediyelerle ilgili bir gelişme olacak ve onun için buraların hassasiyetini bilen birileri valilik için tercih edildi. Urfalı Hasan Basri Güzeloğlu'nun da Kocaeli'den Diyarbakır'a atandığı göz önünde bulundurulursa, belediyelerle ilgili yaşanması muhtemel gelişmeler kısmı ağırlık kazanıyor.
***
Bölge insanı olarak siyasilerin ayak oyunlarını çok iyi biliyordur Vali Erin. Onlara karşı baştan taviz verilmesi halinde artık çoğu gayri meşru olan taleplerinin de sonu gelmeyeceğini ve en son başını yiyebileceklerini kendisine anlatmaya gerek olmaz bence. Cumhurbaşkanı da artık bir siyasi ama bizim kurnazlar gibi "Hele sayın vali beg ellerinizden öper oğluma bir ihale ver" demez.
Bir de bence kurulu düzeni alt üst etmek gerekiyor. Herkese mesafeli davranılmasının sırlarından birisi de bu. Örneğin Vali Tuna geldikten hemen sonra giden Vali İzzettin Küçük'ün aksine İl Müftüsü İhsan Açık'a mesafeli davrandı mesela. Open İhsan (Twitter hesabının adı yeni geldiğinde İhsan Open'dı diye böyle de anılıyor) yani Müftü Açık'ı örnek verdim sadece. Evet, "Vali Tuna bu gibi bürokratlara mesafeli oldu da ne oldu" denilebilir. Ona faydalı olmadı ama bundan sonrakilere faydası olur. Çünkü yakında her şey sil baştan olacak.
Nasıl mı?
Valilik ataması şok etkisi yaptı ama daha büyük bir deprem olacak. Kabine değişiyor. Dolayısıyla en fazla bürokrat değişikliğinin yaşanacağı iller arasında Şanlıurfa yer alacak. Muhtemelen bunların çoğu kendisini FETÖ'den yargı karşısında bulacak. Kendisini ele vermemek için kurumunda kıyım yapan ve önüne geleni ihraç ettiren bürokratlar da dahil. Kimsenin ettiği yanına kâr kalmaz rahat olun siz.
Pardon ama sana bağlı veya yakın derneklere FETÖ'nün kolilerle kitaplarını satın aldıracaksın sonra da kendi kurumunda masum insanları bile harcayacaksın ki sırf kendini kurtarabilesin. İşte böyle bürokratlar hala görev başında maalesef. Kabine değişikliği gibi üst düzey görev değişiklikleri ile inşallah bunların da yargı önünde hesap verme sırası gelecek.
***
Bu nedenle herkes kimle oturup kalktığını iyi bilmeli. Hesabını, kitabını dediğim ihtimalleri göz önünde bulundurarak yapmalı. Hemen hemen her kurumda, belediyelerden il müdürlüklerine kadar şuanda gününü gün eden ve bu saltanat hiç bitmeyecek gibi davrananların yakında elinden it dahi ekmek almayacak bir hale geleceğinden emin olun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta kabinede yapacağı değişiklikle ellerine 15 Temmuz şehitlerinin kanı bulaşmış bu bürokratların arkasındaki gücü alarak işe başlayacaktır.
Tahminime göre çok büyük operasyonlar var ama seçimden önce mi sonra mı, en iyisi bekleyip görmek.
Çünkü!
"Allah sabredenlerle beraberdir" (2-153)
Gazeteipekyol