Hükümetin millet adına yaptığı çalışmalar, reformlar; çoğunun menfaatine olmasına rağmen bundan muzdarip olanlar da vardır. Bunlar; Ergenekoncular, baronlar, keyfiyete dayalı çalışan kurumlar ve buna benzer azınlıklar, ama güçlü olanlardır.
İktidarın dün yaptığı titiz çalışmalarının yanında bugün yapılan çalışmalarda daha fazla hassas davranılması gerektiği inancı içerisindeyim. Mademki bu iktidarın güçlü bir halk kitlesi var, o zaman yapılacak tüm çalışmalar da bu kitlenin talepleri dikkate alınmalıdır. Halk için yapılacak çalışmalarda da halkı iyi bilgilendirmeli ve yapılacak işin doğrusunu halka anlatmalı, halkın istemediği ve halk arasında genel kabul görmeyen işleri de halka rağmen bence yapılmalı mantığından uzak durmalı, yapıldığı takdirde demokratik bir eylemden uzak bir duruş sergilendiğini görürüz. Her ne kadar çoğunluğun oyunu alarak başa gelmiş bir iktidar olsa da kendisine oy vermeyenin de Başbakanıdır, bu ölçütü de dikkate almadır iktidar.
Yoksa pusuda ve kamuflaj edilmiş olanlar bu fırsatları iyi değerlendirir. Toplumun bu hükümetle yakalamış olduğu bu gelişmişlik trendini kimse kaybetmek istemez. Tüm gayretlerin ve çalışmaların bir kalemden gitmemesi için pusudakilere fırsat verilmemeli, ayrıca iktidar bugün dünden daha titiz çalışılmalıdır. Önümüzde çetin günler ve durumlar mevcuttur. Bunlar PKK süreci, Suriye Süreci ve demokratikleşme süreci, yanı yeni Anayasanın yapılma çalışmaları, bunların hepsi halkın güvenini kazanmış bir hükümetle çözülmesi mümkün olur. Aksi takdirde tarihe damgasını vuracak bu zor ve çetin süreçlerin başlayıp bitirilmesi çok zor olacaktır.
Gezi parkı olayı ilk bakışta haklı ve olması gereken bir eylem gibi gözüküyor, vatandaşın kendi isteğiyle yaptığı protest bir ruhun dışa vurumudur bir anlamda! Keşke bu kadar hassas olabilseydik doğaya karşı! Onca ormanlar yakıldı, yıkıldı, harap edildi, perişan edildi? Toprağın bağrından koparıldı, oksijen depomuzu çaldılar. Ormanları ortadan kaldırıp yerine özel üniversiteler, şirketler, oteller... inşa edildi; onlarca ağaç değil binlerce ağaç kesildi, katledildi neredeydiniz? Keşke o zaman böyle güçlü ses çıksaydı! Bu eylemler ağaç meselesinden çok artık iktidar karşıtı bir eyleme dönüştü, ideolojik amaçlar doğrultusunda tek çatı altında toplanmış oldu eylemciler. Bu süreç içerisinde iktidarın daha soğukkanlı, pozitif bir yaklaşımla bu tepkileri azaltabilme iradesini kullanabilmelidir. Azaltma güç okuma ile değil, polis-vatandaş ikilisiyle değil elbette. İktidar bir şekilde bu olayların çözülmesi hususunda daha dikkatli davranması gerektiği önemini iyi kavramalıdır; aksi takdirde bu olaya müdahale edecek içte ve dışta kötü niyetli çok insan-grup vardır.Daha önce iç sorunlarımıza,durumlarıma ve olaylarına müdahele eden bir çok kötü niyetli içte ve dışta insanlar gördük,tecrübe ettik.Tecrübelerimizden ders almalıyız,izin vermemeliyiz bir başkasının kötü emelleri ve hedefleri doğrultusunda yönlendirmelerinden kendimizi bilinçlendirmeliyiz.
İşte İstanbul olayı buna bir örnektir. Yapılan düzenlemeler yanlış olabilir ama isyanın o kadarı da
Düşündürücü. AB, "böyle bir olay demokratik bir ülkede yapılmamalı"kışkırtmamalarıyla ateşi körüklemektedir. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum, İstanbul'da yapılan düzenlemeler partilerin onayını olmasına rağmen bu durumun diğer siyasilerinde kışkırtması, olayı bir ağaç kesmeye karşı protesto değil de bir hükümete karşı yapılan bir öfkenin açığa vurması, bihaber olarak protestoya katılanlarda bence kendilerini kandırılmış olarak hissetmişlerdir.
Gezi parkı eyleminde emniyet güçlerinin tavrı bu durumun alevlenmesine bir nebze etki etmiştir, ilk başlarda kullanılan orantısız güç halkı daha çok birbirine kenetlemiş oldu. Ancak daha sonra Başbakanımızın emniyet güçlerini taksimden geri çekmesi isabet bir karar olmuştu. Bu daha önce yapılmış olsaydı bu durum bu seviyeye gelmeyebilirdi. Etki tepkinin daha çok artmasına sebep oluyor. Bu eylem başta da belirttiğim gibi doğa sevgisinden, doğa aşkında çok iktidar nefretine dönüştü; halkın yanında bir çok marjinal grubun işine geldi bu eylem. Gezi parkı eyleminde sonra ortaya çıkan zarar yine fakir-fukaranın cebinden çıkacaktır; çevre aşkıyla! çevreye verilen zarar, uluslar arası ekonomide eksi puan kaybettirdi Türkiye'ye.Güven eksikliği yaşandı borsalarda,borsa son birkaç yılın en düşük seviyesini gördü.Türkiye,ülkemiz zarar gördü bu durumdan.Haklı olan eylem, sonuçların getirisine baktığımız zaman zararlı çıkan ülkemiz oldu ve eylem haklılığınız yitirdi.
Tek beklentimiz bir daha Türkiye'nin yakalamış olduğu bu gelişme ritmini durmadan devam edilmesi, insanlarımızın mutlu ve huzurlu yaşamaları siyasilerimizin bu millete hizmetle iktidara koşmaları, olumsuz yöntemlerden kendilerini izole etme temennisiyle, daha mutlu ve daha huzurlu bir Türkiye için birey,gruplar ve siyasi örgütlerin özveri çalışmaları dileğiyle hoşça kalın.