ERGENEKON FATURASI

Yüz yıldan beri Türkiye'nin gelişmesini, büyümesini önleyen bir yapı var, bu yapı Ergenekon olarak ortaya çıktı. Bu yapı Türkiye'ye ne gibi kötülükler yaptı. Bu yapının özünde Allahlık iddiası vardı. Ben kanun çıkartırım. Ben yönetirim, benim ayrıcalığım vardır. Ben üstünüm gibi, faşizan, Irkçı, acımasız ve ayrımcılık politikalarını toplumun ayrışmasına, Devleti halka ve halkıda devlete karşı düşman hale getiren, yaptırımlarını çeşitli araçlar kullanarak gerçekleştirmeye çalışan bir yapıydı. Bu işleri yaparken her türlü aracıda kullanmaktan çekinmeyen, meşru gören insafsız bir aygıttı. Bu yapının amacı Türkiye iç meseleler oluşturularak, tüm enerjisini içte harcamasıdır. Böylelikle kendi oluşturduğu iç çatışmalarından fırsat bulmayarak, Uluslararası meselelerde söz sahibi olamayacağı gibi PKK meselesiyle de Uluslararasında arenada süper güçlere önemli bir kozu da onların eline anahtar gibi vermişti.. Çünkü kaynak dış ülkelerdir. Bugüne kadar Kürt sorunu liderler tarafından bir çözülemeye kavuşturmaya çalıştığı anda, bir bakardın hiç beklemediğin bir yerde olay yaparlardı. Bu sefer de hiç kimse çözümden bahsedecek cesareti kendisinde bulamıyordu. Ülkeye barış getirmeye çalışan lider suçlu konuma düşürürlerdi.

Bu yapının devam etmesini, ülkenin belli bir yapıda kalmasını sağlayan belli bir zümrenin dedikleri dışında hiç kimsenin fonksiyonu olmayan, gelişmelere kapalı bir Türkiye'den bahsediyoruz. Eğitim durumu, ekonomi ve sosyal durumu zayıflatılmış bir Türkiye; Bu yapının için de yalnız asker mi Vardı?. Hayır, askerleri kışkırtan, onlara her türlü desteği veren, Medyası, Siyasetçisi ve ekonomi patronları da vardı. Neden onlardan söz edilmiyor. Mademki asker bu fiiliyatı işlediğinde kanun huzurunda suç işlemişse; aynı suçu işleyen, Medya patronlar ve diğerleri, ekonominin patronları ve siyasi ayağı olmak üzere bu üçayağının her biri kendine göre bir suç işlemiştir. Bunlarında üzerine gidilmedikçe, toplumda sürekli bir yerde arıza oluşturulacaklardır. Adalet mekanizması topal kalacaktır.

    Gezi parkı bu yapının varlığının devam edildiği bir belgesidir. Bu nedenle bu yapı içinde gelişen büyüyenler, bu yapıya karşı sürekli bağlılığını ifade edeceklerdir. Türkiye'nin gelişmesi, önleyen ve sürekli ayakbağı olan bu yapının Türkiye karşı etkisiz hale getirilmesi için diğer ayaklarında bağlanması ve etkisiz hale getirilmelidir. Aksi takdirde; bu kendisini Eğitimde, ekonomide, anayasada ve tüm alanlardaki meydana gelecek gelişmelere karşı sürekli engelleyici olarak gösterecektir.

    Demokratik yönetimlerde; insanların yanlış gördüklerini ilgililere en güzel bir şekilde ifade edecek, olmazsa yine tüm halkı bilinçlendirmek için protestonu yapacaksın, yanlış işlemin yapıldığı son mesajı vereceksin en son mesajda demokrasilerde sandıktır. Ancak art niyet olunca bazı yanlışları fırsat bilim toplumu kışkırtmayla kalmayıp her tarafı yakıp yıkma heyecanını duyanlara iyi niyetle yaptığını söyleyemem. Demokrasinin de bir namusu olmalıdır. Başka insanların haklarına tecavüz etmekte bu bir demokratik davranış olamaz. Bu düpedüz eşkıyalık olur. Bu nedenle halk artık bunları birbirinden seçiyor, gezi olayı ilk etapta masum bir halk hareketiymiş gibi gösterildi. Ama sonra da halk farkına varınca desteğini geri çekti. Çünkü Ağaç kesiliyor diye isyan edildi. Ama diğer taraftan, yakıp yıkmalar, saygısızca davranışlar, masum olmaktan çıktı. İşte bu gün buda İktidarı devirmek için yapılan bir sivil bir darbe hareketiydi. Bu davranışları takip ederek, Demokratik harekette bulunanlarla iktidarı yıkma çabası gösterenler arasında farkın iktidar tarafından görülmesi lazımdır. Toplumun içine fitne bulaştıranlar dünde vardı, bugünde olacaktır. Ancak önemli olan masum insanlarla, art niyetli insanları ayırmakta Devletin İstihbarat birimlerin işidir. Bu hem bir görevdir.
 
    Hem de Devletin adaletli bir işlevi olacaktır. Devlet Millet kaynaşması olursa zaten kötü niyetli insanlar oyun alanları bulamazlar, Bu nedenle bir taraftan iktidar adalet mekanizmasını işletirken diğer taraftan, Ergenekon yapılanmanın sivil ayağını da bulmalıdır. Çünkü bunlar tespit edilmedikçe ifşa edilmedikçe, bunlar sürekli insanlarımızı kötüye yönlendireceklerdir. Sürekli gelişmesine engel teşkil edecektir. Devlet bunu yaparken de adaleti elde bırakmaması lazımdır. Aksi takdirde dengeler bozulur, dengelerin bozulması insanların bozulması demektir. İnsanların bozulması ise Ülkenin gerilemesine sebebiyet verecektir. Teraziler çok hassastır.

YORUM EKLE