Mertliğin, dobralığın, doğruluğun ve vefanın resmidir Ahmet Davutoğlu. Bunu Reis de fark etmiş olacak ki, üç yüz on yedi kişiden onu başbakanlığa aday gösterdi. Doğrusu, o süreçte Sayın Davutoğlu'nun çok isabetli bir tercih olduğunu düşünmemiştim. Konjonktör gereği Sayın Gül'ün aday gösterileceğini tahmin etmiştim. Tahminimce Sayın Gül seçilip, yönetme özgürlüğü de eline verilmiş olsaydı, bunca evlat kanı dökülmeyebilirdi. Zira Sayın Abdullah Gül, halim fıtratı, devlet yönetme tecrübesi ve siyasi bilgi birikimi ile bu olayların önüne geçebilecek tek siyasi figür olduğunu düşünüyordum. Olmadı! Reis'in tercihi Sayın Ahmet Davutoğlu oldu. Geçen yirmi aylık süre içerisinde, Sayın Davutoğlu'nun gösterdiği performans beni yanılttı.
Sayın Davutoğlu, öncelikle iyi bir aile reisidir. Siyasi yaşamı boyunca şaibeye bulaşmamış birkaç kişiden biridir. İyi bir öğretmen ve lider bir kişiliktir Davutoğlu. Koparılacak bir baş varsa vermeye hazır; asla çekmeye gelmez bir kafadır Davutoğlu. Zaten gelişmeler bu özelliğini doğrular niteliktedir. Seçmen ve Türkiyeli bir Müslüman olarak Sayın Davutoğlu'nu benimsemiş, ona alışmıştık. Şimdi ne oldu da bu olağanüstü ortamda, olağanüstü kongreye gidiliyor. Bu kararın ülkemizin siyasi geleceğine faydası nedir? Bu kararın Türkiye ekonomisine faydası nedir? Bu kararın küresel emperyalizmde karşılığı nedir? Bu kararın Küresel terör cenahında yansıması nasıldır? Bu kararın bizzat Ak Parti kadrolarında yansıması nasıldır? Bu sorulara kim olumlu cevaplar verilir? Şimdiden dolar yukarı,borsa ise aşağı doğru inişe geçti. Yine bir gecede zengin olanı mı ararsın, iflas edeni mi sorarsın?
Elhasıl bu sokağın çıkmaz sokak olduğunu düşünüyorum. Çıkmaz sokaklara sapan insanlar hedeflerine ulaşamazlar. Hedeflerine ulaşabilmek için gittikleri yoldan dönüp, kendisini hedefe ulaştıracak yollara girmeleri gerekir. Hele hele kurtların, çakalların ve bilumum yırtıcıların cirit attığı yollara sapmak, bizi tek parça hedefimize ulaştırmaz! Yara bere içinde gözümüzü hastanede açarız. Belki bu kadar şanslı da olmayız ve oracıkta onlara yem oluruz! Kongre kararına sevinen, bugünün gazete ve haber- yorum köşelerini dolduran zevatın yorumları bile, bu kararın iyi bir seçenek olmadığının göstergesidir.
Hikaye anlatmıyorum; buna ne vaktim ne de kafam müsait. Çok iyi biliyorum ki küresel güçler, doğru seçimlerimizi provake etmede mahirdirler. Sayın Davutoğlu koltuğa oturur oturmaz, dağlarımız ve şehirlerimizde barış türkülerinin, yerini bomba seslerine bırakması; küresel terör örgütlerinin Türkiye'ye saldırması, Paralel yapı başının: ''Bu hükümet gitsin de nasıl giderse gitsin'' anlayışı ile tabilerini karşı cenahta konuşlandırması; Davutoğlu'nun iyi bir seçim olduğunun işaret fişekleridir diye düşünüyorum. Bu toz dumanda seyis değişikliğine gitmek, yarışı peşinen kaybetmeyi kabullenmektir. Bu durum siyaset dilinde harakiridir. Elbette Ak Parti kadroları, on tane başbakan, beş tane hükümet çıkaracak potansiyele sahiptir. Lakin buna şu an ne zaman ne de şartlar müsaittir.
Canlarımızı kaybediyoruz; her gün onlarca ocağımıza ateş düşüyor. İlle de bir formül düşünülüyorsa, akan kanı durduracak, kaos ortamını bertaraf edip ülkeyi selamete eriştirecek bir formül düşünülsün! İlle de bir heyecan isteniliyorsa, şu andan itibaren tavsiye edeceğiniz adayın, sizinle beraber Türkiye'nin de adayı olmasını önemseyin! Ona vereceğiniz başbakanlık koltuğunun yanı sıra özgürce düşünme, özgürce karar verme yetisini de vermeyi ihmal etmeyin Sayın Reis! Ülke olarak hala başkanlık sistemine geçmedik. Fiili bir durumun yaratılması kimseye yarar sağlamaz. Siz Ak Parti Kadrolarında silik bir kişilik arıyorsanız biraz zor bulursunuz. Zira bu insanlar sizin davadaşlarınız. Onları ve sizi Rahmetli Erbakan yetiştirdi. Onun çizdiği ufuk yolculuğunda seyahat ederken, arkadaşını yarı yolda bırakmak yoktur. Onun ve sizin inandığınız değerler, silik kişiliği reddeden değerlerdir. Bu kadrolara elbette bizden fazla vakıfsınız; ama seçmenin teveccühünü de dikkate alarak göstereceğiniz aday, kurmuş olduğunuz partinin ömrünü uzatacaktır. Bu süreçte bağımsız ve hür istişare meclislerini oluşturun ve o meclislerde yoğun istişare seansları düzenleyin. Meclise seçeceğiniz insanların Allah korkusu, sizin korkunuzu ve makam kaybetme korkusunu bastıracak anlayışa sahip kimseler olmasına dikkat edin! Zira Allah korkusu kişide oluşursa, sizin gazabınızdan korkmaz. Şunu düşünür: Allah cc beni Reisin gazabınızdan koruyabilir; lakin Reis beni Allah'ın gazabından koruyamazsınız. Bu arada kuracağınız istişare meclislerine Sayın Gül ve Sayın Arınç'ı da davet etmeyi ihmal etmeyin! Kardeşlerinize olan öfkeniz ve sevginiz Allah rızası için olursa, yardımcınız her zaman Allah cc olur. Öfkeniz ve sevginiz dünyalık olursa, dünyada kalır. Ahirete intikalinizde yanınızda bulamazsınız. Allah cc doğru olanların yardımcısıdır.