21.04.2013 Pazar günü akşamleyin televizyonu açıp izlerken, televizyon muhabiri bir bayan, heyecanlı heyecanlı Türkiye Halkının okuma alışkanlığının çok düşük olduğunu örnekler vererek anlatıyordu. Japonya'da bir kişi yılda 25 kitap okurken, Türkiye'de ise ortalama bir kişi 10 yılda bir kitap okuyormuş, Ülkeler arasında ise 86. sırada olduğunu ifade etti.Yanı bazı Afrika ülkeleriyle okumamak için yarış halındeyiz. Bu gün gelişmenin başmimarı insan oğludur. Ancak Yüce Allah'ın verdiği aklı kullanamadığımız zaman gelişmemiz mümkün değildir. Batı bizden 250 yıl önce matbayı açtı. Biz orada 300 yıla yakın geri kaldık. Diğer taraftan harf inkılabıyla da bu millet okumadan kesildi. İktisadi ,sosyal ve uluslararası gelişmeleri takip etmek ve çağı yakalamak için güya çalışıyoruz. Ancak çağın kapısını bize açacak olan kitap okuma alışkanlığını önemsemedik, bu yüzden okuyanların düşüncelerini 200 senedir takip ediyoruz. Bazen yol haritamızı patika yolunda bazende çukurlara bizi düşüyorlar. Birşeyde diyemiyoruz. Çünkü beyinlerimizi mezara saklıyoruz.
Bu gün batı kütüphaneleriyle bizim kütüphaneler arasında dağ kadar fark vardır.Onların kütüphalerini gezip görmedik, ama görenlerde Türkiye'deki kütüphalerin işlevleriyle oradaki işlevleri karşılaştırmak mükün değildir. Bizdeki halktan tut brökrata kadar, kütüphaneden bahs edildiği zaman para getirmeyen bir kuruluştur. Ayıp olmazsa kapatalım gitsin diyecekler, çünkü okuma alışkanlığını eğitim sırasında kazanamadık bu saatten sonra kazanmakta zordur değil mi? Yanı gidip oyun oynamak varken kim kitap okuyacak değil mi? Evet kim nederse desin bu alışkanlık toplumumuza hakimdir.
Geçenlerde Şanlıurfa'da yapılan seminere katıldım. Bir hocanın konusu e Devlet mevzuat ve bilgisayarla ilgili konuyu anlatırken, sayfalarca konu anlattı. Konu bitiminde arkadaşlar; dedi sorusu ve bize ünerisi olan varsa söyleyin. Bende konuşmak için izin istedim. Sayın hocam dersi çok güzel anlattınız. Bu gün mevzuatı takip etmek ve okumak içinde birazda kitap okuma alışkanlığımızın olması gerekmez mi?. Yoksa 10 sayfa 40 sayfa çıkan yönetmelikleri okumak ve ona göre davranmak gerçekten zor olacağının inacı içerisindeyim dedim. Hoca bunun üzerine, hikaye gibi bir şey anlattı.
Arkadaşlar; bir okulda dindersi hocası sınıfa girerken, öğrencilerin isimlere yakın süreleri okutuyormuş. Fatihi kaldırmış, oğlum sen kalk fatiha süresini oku, diye bir çok öğrenciye süreleri okuturken yasin adındaki çocukda hoca beni görmesin diye korkudan sıranın altına saklamış. Yanı o çocuğun yasin ezbere okuması ne kadar zor ise bizde kitap okuması da okadar zor anlamına geldi. Gerçekten de öyledir. Bu gün sanaatçı sanattan anlar sanatçı olmazsa sanaatın anlamı olmaz, kitap okuma alışkanlığı olmayan insanlarında kütüphanenin önemini anlamalarını bekleyemezsin.
Bu ülkenin beyin gücünün kazanması ve demokratik bir anlayışın oluşması için bireylerin yüksek bir kültüre sahip olmaları gerekmektedir. Kültürlü olmakta kitap okumadan geçer, Sigara alışkanlığını kazanan insan nasıl bağımlı olursa, Güzel bir eylem ve alışkanlık olan, kitap okuma alışkanlığıda öyledir. Okuma alışkanlığını kazanan insan; kitap okuyarak zamanını en iyi bir şekilde değerlendirir. Kütüphaneler onun için 2. Adresi olur. Ama kitap okuma alışkalığı kazanmazsanız. Kütüphaneyi önemsemezsiniz. Kitapta okumazsınız. Allah?ın vermiş olduğu akıl hazinesinden de yeterince faydalanmadan yanı kullanmadan toprağa gömersiniz.
Bence Eğitimcilerin Toplumun illeri gelenleri, bu güzel alışkanlıkları kazandırmak için projeler yapmalıdırlar ve onları uygulamaya koymalıdırlar. O zaman ülke olarak gelişmeye ve başkalarının oyunlarına gelmeyecek kadar akıllı olabileceğiz.