Türkiye'de barışın kardeşliğin devamı siyasilerin üslup ve yöntemi ne bağlıdır. Bugün siyasilerimiz birbirinin halkın gözünde düşürmek, her türlü üslup ve yönteme başvurmaktadır. Buda toplumun içinde barışın tesissi değil de huzursuzluğun başlangıcı olmaktadır. Bu metot topluma bir şeyler vermek için yapılmıyor. Artık topluma fayda ve zarar yerine örgütün fayda ve zararını düşünmektedirler. Bunu da rakibin zayıflanmasına ve iş yapamayacak durumuna gelmesine bağlarlar. Bu anlayış ülkenin kalkınması ve toplumun demokratikleşmesinin önünde en büyük engeldir.
Türkiye'de bu siyasi anlayış değişmedikçe; halkımızın huzurlu ve geleceğine güvenle, huzurla bakabilmesi zorlaşmaktadır.
Çünkü bu yöntem üslubun gerçek amacı; Ülkenin; ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmesine katkı sunmak içi değildir. Amacı rakibini ister doğru yöntemle, isterse yanlış yöntemle alt etmektir, bunun içinde tüm yolları mubah görmektedirler. Bu nedenle Ülke insanlarının mutluluğu, huzuru ve gelişmesi için bu yöntemin değişmesi lazımdır. Bu yöntemde; aldatma var, bu yöntemde halka hıyanet var, bu yöntemde toplumun katmanları arasında huzursuz etme var. Birbirine kavgalı durumuna getirme riski her zaman var.
Bu yöntemle halkın siyasilere güveni kalmaz, çünkü amaç hizmetten ziyade, rakibini iş görmez hale getirmek ve halkın gözünden düşürmektir. Bence Türkiye'nin 70 yıllık kaybı bu yöntemin büyük bir payı vardı. Dün rakibini halkın değil de TSK gözünde düşürmek ve birazda eklemelerle de rahatlıkla sonunu getirebiliyordu. Peki, yapılan darbelerle halka huzur mu geldi? Halka fakirlik, perişanlık, rezaletten başka bir şey verilmedi. Kim kazançlı? Hiç kimse, kim kaybetti herkes, peki neden çünkü bu yöntemin sonu budur. Hırsızlıktan nasıl helal kazanç bekleyemezsen, bu yöntemden de halka huzuru da bekleyemezsiniz.
Dün akşam haberleri dinlerken, bir konu üzerinde üç partinin yorumları birinin tersiydi. Yukarıda söylediğim gibi biri diğerinin hizmetini karalamak için her türlü yola başvurmaktaydı. Gerçekten bu memleket için kısa ve uzun vadede de huzur getirmez, felaket getirir.
Peki, kardeşim bu siyasi üslup ve yöntem değişmez mi? Mademki tüm siyasiler halkın refahı, mutluluğu ve ülkenin gelişmesini amaçlamaktadırlar. O zaman tüm siyasi faaliyetler, üslup ve söylemler; "Halka hizmet merkezli " olsun Halka hizmet eden; Siyasi, sosyal ve demokratik gelişmesine katkı sunan hangi siyasi örgüt olursa olsun, diğer siyasiler de onu desteklemelidir. Halka hizmet amaçlı işler yapmayan siyasileri de diğer siyasiler tarafından güzel üslupla ve halka gerçeği; faydalı, zararlı ve yanlış olanı projeleriyle açıklasınlar. Hem Ülkenin gelişmesine katkı sunulmuş olur. Halkı yanıltmadan, aldatmadan ve doğru bilgilendirilmiş olurlar. Böyle bir yöntem ülkenin gelişmesini sağlayacağı gibi halka verilen doğru bilgilerle de halkı bilinçlendirmiş olurlar ve halk arasında kutuplaşmalar ve ön yargılar oluşulmaz.
SİYASİ USLÜP VE YÖNTEM DEĞİŞEMEZ Mİ
Ali Lale