İlçenin Yenişehir mahallesinde bulunan Eyyüp Cenap Gülpınar Gençlik Merkezinde düzenlenen panele vatandaşların ve partililer yoğun ilgi gösterdi. Panelist olarak BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Doç.Dr. Mahmut Torun ve Gazeteci-Yazar Ömer Ağın katıldı.
Son dönemde imralı süreci ve kürt sorununun çözümü noktasında kamoyunun merak ettikleri noktalara değinen panelistler. Bu açılım ve müzakerelerin bir önceki müzakere süreçlerinden farklı olduklarını belirttiler. Tabi gelişen bu süreç içinde PKK'nin yaptığı açılım karşısında Devlet'inde açılım sürecinde samimi adım atmaları gerektiği mesajı verildi.
Panele katılan ve süreci en yakın takip eden isimlerden biri olan Diyarbakır Milletvekili Altan Tan yaptığı konuşmada; "Ortadoğuda neler oluyor? Kürtler Kürdistanda bu haritanın içinde nereye yerleşecek? herkesin merak ettiği husu bu nokta. Şimdi arkadaşlar 1 dünya savaşından sonra bütün Ortadoğu, Batılı Ülkeler tarafından tahsil edildi. Araplar, Kürtler, Süryaniler, Türkler gibi halkların arasına hudutlar ve duvarlar çekildi. Kardeş kardeşe hasret hale geldi. Bütün Ortadoğu süre gelen bu duruma isyan ediyor. Hem halkın kendi talebi hemde dış ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettirmek isteyenler var. Sadece Batı ülkeleri değil doğu ülkeleride bunu kendine fırsat biliyor.
Sadece Batı Ülkeleri Değil Doğu Ülkelerininde Gözü Ortadoğuda
Doğuda Rusya, Çin ve Japonya, Batıda ABD, Fransa, İngiltere gibi emperyalist güçler var. Sürekli dış ülke elçileri bizlerle görüşmek istiyorlar. Diplomatlarla çeşitli görüşmeler yapıyoruz. Mesela geçen gün Japonya ile yapılan görüşmede neden ilgileniyorsun sorusuna "petrol" yanıtını aldık. Çünkü Japonya'nın yıllık petrol gideri 143 milyar dolar Türkiye'nin ihtiyacının kat kat fazlası bu maliyet.
Bizim bir yıllık ihrcatımız kadar bir yılda petrol alıyor Japonya tabi ki tek derdi ortadoğudaki petrol olacak. Ortadoğuda petrol, ve büyük bir rezerve var. Ortadoğuda insanlar can derdinde batı ülkeleri et derdinde. İslam karşıtı rejimler yerleştirilmek isteniyor. Bütün bir ortadoğu haklarını kamusal alanlarda atmak istediler. Biz diyoruz ki Din, Dil, Kültür diyoruz adamların tek derdi bölgemizdeki petrolde. Ortadıoğuda ciddi bir mezhep sorunu var. Bütün halklar bir birlerine çarpmak isteniyor. İşte Türkiye'de alevilerin cem evi sorunu, Suriye'de ise kimlik sorunu var, Filistinde haklı özgürlük talepleri var. Yani Ortadoğuya baktığınız zaman bu halkların isteklerinin yerine getirilmesi gerekiyor. Çünkü bunu halk kendisi yerine getirilmesini istiyor.
Ortadoğuda Herkesin Derdi Özlük Hakları
Genç Nüfus Artışı İle Doğuda Müthiş Enerji Var
Ortadoğuda büyük bir çarpıklık var. Ortadoğu halklarıda bu düzene itiraz ediyor. Peki Kürtler ne diyor ? Ortadoğunun tüm enerji sistemleri Kürdistandan geçiyor. 108 milyar dolar Suriyede petrol çıkıyor. Siverek?ten, Kulp'tan, Hakkari'ye kadar mermer, kömür , uranyum ve petrol bulunmakta. Harrandan, Batman ovalarına kadar bereket fışkırıyor. Urfa Türkiye?nin 6. Şehri oluyor. Türkiye'de ortalama nufüs 30.1 yaşında. Başbakan neden her katıldığı konuşmada 3 çocuk için diretiyor ? . Balıkkesir'de, Çanakkale'de yaş ortalaması 37,5. Urfa'da bu ortalama 18,5. Aradaki farkı gördünüz mü ? Bu topraklarda müthiş bir enerji var. Artık helvayıda siz yapacaksınız.
Nüfusun değişmesi ile birlikte paranında yönü artık değişti. Sen artık bunları (Kürtleri) kandırabilirmisin. Kürtleri hala şıwan gaban zannediyorlar. İçerideki ağalar beylerle fino köpekleri ile kandırıp işi götürebileceğini zannediyorlar. Artık dönem o dönem değildir" dedi.
İmralı'da Herkes İçin Barış, Herkes İçin
Tan konuşmasının devamında İmralı'da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler hakkında şunları kaydetti. " Herkes soruyor İmralıda ne konuşuldu diye. Biz birlikte yaşamak istiyoruz, biz barış istiyoruz, kardeşlik istiyoruz. Bağdat, Diyarbakır, Kahire, İstanbul kardeş olsun istiyoruz. Kölelik istemiyoruz. Bizler köleliği kabul etmiyoruz. İmralıda yapılan grüşmelerde işte bunları konuştuk. Kimseden gizleyecek saklayacak halimiz yok. Artık Kemalizm bitti o dönemde yaşananlarada hakkımızı helal etmiyoruz. Yeni Türkiye'yi inşa etmek için bügünki yeni demokraside beraber yeni anayasayı yapalım. Millet ile Devlet arasında yeni bir anlaşma, sözleşme olsun. Silahıda ayağımızın altına alalım. Yok eğer geçmiş dönemdekiler gibi kandıracaksınız çürüteceksiniz süreci eğer. Bu seferde külahları değişir başınıza külah takarız. Kürtlerin tavrı nettir. Eski defterleri kapatıp yeni defter açmaya hazırsanız Kürtlerde buna hazır. Sizin hakkınız ne diyenlerede Sen kimsin ki bana hakkı veriyorsun? Sen ancak hakkı tanırsın. Ne mi istiyoruz senin ne hakkın varsa benimde onlar olsun. Senin dilinde eğitim varsa benim anadilimde de eğitim olsun. Nasıl ki eviniz varsa biz Kürtlerin'de kendi evi olsun. Sizin nasıl ki din ve inanç özgürlüğü varsa Kürtler'de bunları rahatça yaşamak istiyor.
Yeni Ortadoğuyu Beraber İnşa Edelim
Kandile gittik mektupları götürdük. Bütün kürtlerdeki irade budur. Talebani Barzani ve Talabani'den ayrılan diğer gruplarla konuştuk. Sadece bunlar değil diğer İslami partililerle de görüştük. Birlikte yaşama, ayrılmama, kardeş kavgasını bitirme, eşit, islami, insani, vicdani, demokratik bütün hakların iadesi. Yeni ortadoğu işte böyle olacak. Yoksa adamlar atlantiğin ötesinden gelir malımızı bitirir. Bakınız Kerkük, Dünya petrol rezervlerinin % 7 burada. Paris ve Newyork?tan daha zengin durumda ama gelin görün ki rezaletten, yoksulluktan geçinmiyor. Bu basit bir örnekti, görseniz yürekleriniz parçalanır. İmralıdan İstanbula, Siverek?ten Kars'a barış ve kardeşlik elini uzatıyoruz. Silahlar sussun. Çözüm gelsin. Çözüm adına kandırmaca olursa. Hayır hayır"dedi.
Altan Tan'nın konuşmasının ardından Sürece yönelik halkınm kafasında oluşan Bu sürece nasıl gelindi, Bu süreç sonrası nasıl olacak Kürtlerin Kaygıları, Kürtler buna nasıl bakıyor ve Kürtlerin Devletten beklentileri nelerdir gibi kamuoyunda oluşan sorulara yönelik katılımcıları Bilgilendiren Doç.Dr. Mahmut Torun; "Kürt sorunu son 30 yılın sorunu değil. Sorunun temeli Babanzade isyanından bugüne kadar gelmektedir. Son 30 yıldır bu silahlı çatışma özelllikle "Oslo" sürecinde yaşanan son gelişmeler. Artık taraflar şunu görmüş olmalı "Devlet bunu böyle götüremez" Her iki tarafında barış istediğini düşünüyorum. Bu konuda böyle olmakla birlikte aklımızı kurcalayan ne peki ? Bir tarafta görüşmeler yapılıyor ama Devlet?in aklı hala bazı şeyleri uygulayabilmiş değil. Bu görüşme daha önceki görüşmeler ilk değil eskiye dayanmakta 1993 yılına kadar değinmekte. Artık şimdi diğerlerinden yöne daha farklı bir kere arada aracı olmadan direkt görüşülüyor. Artık çok açık mesaj iletiliyor. Vekillerimiz imralıya gidiyor orada hem kandile hemde Avrupa'ya açık bir şekilde ilgililerle görüşülüyor.
Bir taraftanda çatışmalar neyin nesi diye halkın kafası karışıyor. Halkın kuşkusu Habur veya Oslo görüşmeleri olması tedrginlik mi. Yoksa AKP'nin bu açılım süreci sadece siyasal süreç olarak mı bakmak gerek diye düşünenlerde var. Taraflar görüşüyor kimisi de Newrozda ateşkes ilanı konuşuluyor ama buna rağmen Valiliklerin, Mülki amirlerin halka karşı olan tavrında çok ciddi fark edilen değişiklik yok. Yine aynı şekilde üniversitelerde de öyle. Akedemisyenler böyle unsurlar var. Son kısmı ise özellikle Suriye meselesi. Şuan Suriye'de Rojovada yeni bir bölge yapılanmasına gidiyor. Devlet buradaki yapılanmayı engellemek istiyor diye mi bizi oyalıyor diye düşünmeden edemiyor haliyle.
Yaşanan bu savaşlar her şeyi başaran halkın kendi mücadelesi. Ve güçlerimizi bu yönlü yaparsak onlar ne düşüyorsa düşünsün Hükumetin aklı neye hizmet ediyorsa eğer, geçmişte Kürtlerin biyolojik inkarından Dil'i varmıdır inkarından biz bugün gördüğünüz gibi en sağcıları bile kabul etmiş drumda. Dolayısıyla bu kuşkulu, kaygılı sürece yaklaşımınız kendi öz güvenizimizi hafife almamız olacaktır. Kendi kurumlarımızı oluşturursak bu süreci başarıya ulaştıra biliriz. Ama yok bu süreçte rahavete kapılır laf olsun görüşenler görüşüyor kendi halinde bırakırsak süreci, evet kaydeberderiz.
Bugün Rojava?da elde edilen kazanımlar şiddetle çok ciddi şekilde katkı sunmamız ve başarabilmemiz gerekiyor.
Sürece Dair Ne Yapmalı ?
Peki bu süreci Hükümetten Başarıya ulaşması için ne sağlamalı ?
Türkiye'de herkes şuna hem fikir sanırım. Artık kavga ederek bir yere varılmayacağı konusunda diyalogla çözüleceği konusunda hem fikiriz. Öcalan?la yapılan müzakerede başarıya ulaşılmasında 1. Görüşmelerin en büyük ayağı çatışmamızlaktan, silahların bırakılması akla gelmemeli ama mutlak süretle kanın durdurulması için zemin hazırlanması erdemdir. Umarız Devlet?te bu çatışma sürecinde katkı sağlar. Dolayısıyla iki taraflıda bu çatışmamazlık ortamına hazırlması gerekir. Toplumun tüm eksimleri; Alevi, Kürdü, Çerkezi, Zazası herkesi buna daim etmek gerekir. Kader birliği yaptıklarımızla birlikte sözü olanların sözünü söylemesi gerekir. Sağlıklı görüşmeler yapılması için bu görüşme koşullarının iyileştirilmesi gerekir. İletişim açılması gerekir. Ev hattı vs.. olarak anlaşılmasın. Diyalog yolu açılsın. BDP?nin aracı olması önemli ama Kandil?inde sağlıklı bir şekilde iletişim sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Dünya?da neler yapıldı süreç nasıl geçti dinlerken Şunu bilmeliyiz ki Kürtler ortak bir çözüm isteniyorsa bunu takip etmek olmaz. Bu süreçlerden ders çıkararak kendi özgü modelimizi yapmak zorundayız.
Bu sürece Yeni diye yaklaşıyoruz ve Rojava?da Neler Oluyor ?
Ortadoğu tarih boyunca bu bölge bütün dünya insalığının gündemi olmuştur. Baktığımız zaman ilk tekerlek bu bölgede bulunmuştur. Bütün Peygamberler çoğunluğu bu topraklarda doğmuş ve görevlendirilmiştir. Yani ortadoğu insanlığın Doğusu denebilir. Bizi ilgilendiren ortadoğunun Siyasi konumudur. Bu çıkmaz sürecin ortadoğuya etkisi ve Ortadoğunun bu sürece desteği nedir? bunu bilmek gerek ve böyle bir süreçle karşı karşıyayız. Yeni olan şey nedir etmenleri var mı yok mu bunları konuşacağız. Ama şunu unutmayalım ki konuştuğumuz yöntem çok önemlidir. Bu amacımızda karınca kararımızla sizinle paylaşıp birikimlerinizi ve duygularınızı alarak senteze bağlayarak politik adımlara bağlamaktır.
Bir şeyi konuştuğunuzda anlaşılıyorsa eğer Ortadoğu sorunları konuşuluyorsa, Kürt sorunu Abdullah Öcalan ile konuşuluyorsa görüşme masasına görüşmeler gelmişse eğer buda bu halkın mücadelesi ile gelmiştir. Ortadoğunun gelinen nokta da yeni yapılanmların, yeni oluşumların olması gereken durumdayız. Ortadoğu yeniden yapılanıyor. Bu bir propagandadır örgütlenir ve çözüm talebine gelir. Bugün kürt sorunun Ortadoğuda çözüm noktasında dayatması yeni bir şeydir. Dün egemen güçler başta İngilizler olmak üzere oradaki halkları parçalamak ve yöneterek bugüne kadar geldiler. Şimdi bu nokta da tıkanmış durumda. Parçalanan Kürdistan, Kürtler açısından verdiği mücadele sonucu bu sınırlar ve parçalar şimdi avantajlar olarak gösterilmektedir. 1. Kürt sorunun 4 parçası vardır bu parçaların herkesin kendince sorunu var. Ama öbür yandan Kürt sorunu kütlerin yaşadığı heryerde bütünlük yönüyle ele alınmadığı zaman olmuyor. Rojava?daki Kürtlerin şimdi atağa geçmesi hiç unutmayalım ki Kürt coğrafyasında bütün ulusal güçlerinin birlikte hareket edip mücadele etmesinin sonucudur. Rojavadaki Kürtler Türkye?deki Kürtler, STK ve imralı ile görüşüyorsa bunun katkısı vardır. Başta Amerikan Emperlyazmi olmak üzere, ortadoğuda yönettiği yöntemler iflas etti. Amerikan Libya ve Afganistanda silah kullandığı gibi kullanmak istedi ancak şimdi artık bu yöntem iflas etti. Ortadoğuyu silahla dize getiremedi. Kürtlerin özellikler Kürt Özgürlük Hareketinin bu bölgede yürttüğü her türlü mücadele yöntemdir. Kürtler sorunu çözmek için mucadele ettiler. Sorunun çözümü karşısında duranlar için mücadele ettiler. Kürtler Silaha başvuran kişiler değildirler. Gelinen nokta Kürtler; biz bu sorunu hem Ortadoğuda hem Türkiye Cumhuriyeti'nde tüm sorunları ile birlikte demokratik, diyalog yoluyla çöze biliriz. Bu uluslararası ülkelerin destek vereceği yöntemdir. Gelin bunu yapalım diyoruz.
Fakat Devlet ve Hükümet bu konuda kesin karar vermiş değildir. Diyalog kuralım kararını vermiş değildir. Dünden farklı olarak ta silahla sömüremiyeceklerini anladılar. Yeni süreçte biz diyoruz ki engelleri kaldırın. Bunun yolunu açın. Bu yolun açılması için bize siyaset hakkımızı verin, herkesin siyasi düşüncesini ve propaganda hakkını verin diyoruz. Siyasi parti kanunu, parlementer sistemi konuşalım diyoruz. Şimdi biz ne kadar güçlü olursak, demokratik taeplere sahip olursak daha kolay engeller kalkmış olur. Bu görüşmenin adı İmralı Görüşmesi diyerek adlandırılmasına karşıyım. Kürt halkının önderi Abdullah Öcalan?la, Türkiye Cumhuriyeti taraflarının ne amaçla olursa olsun yapılan görüşmelerin adı diyalogdur" dedi.
Bir saat süren konuşmanın ardından soru cevap şeklinde panel sona erdi.
Haber: Abdullah Lale