Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. (Hucurât- 49)
Yukarıda okuduğunuz ayet-i kerimede olduğu gibi yaşadığımız şu yeryüzünde kimsenin kimseden üstünlüğü yok. Üstünlük ancak takva ile olur. Bunu bilmeyen geri zekâlılar ise kafatasçılık yaparak kendi ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunarak her şeyin kendileri sayesinde olduğunu zanneder. İster bu Türk olsun Kürt olsun hiç fark etmez. Milliyetçi olabilirsiniz, vatanını seven, bayrağını seven insan olmak ayıp değil ancak bunu “kafatasçılık” boyutuna taşıdığınız zaman işte orada bende tüm şalterler atıyor.
Dün sosyal medya da dolanırken Siverek Türk Eğitim-Sen Başkanı Mehmet Şengönül’ün sosyal medya hesabından paylaştığı gönderi dikkatimi çekti. Okurken bile tüylerim diken diken olan gönderide aynen şunlar yazılıydı. “Rabia işareti yaparak şehadete giden var mı? yok. Çünkü uydurma ve çakma işaretlerle kahramanlık yaratamazsınız. Biri çıkar sorar Türkün Askerine "Nereye gidiyorsunuz" der. Oda "Kızıl Elmaya" der. O işaret ve kahramanlık yaratmaya çalıştığınız her toplantıda bağırarak tekrarlatıgınız saçma nakaratlar, diktiginiz ucube heykeller tuzla buz olur. Atatürk'e Atatürk demeyi öğrendiğiniz gibi, bu milletin adınıda demeyi, sembolünü de yapmayı öğreneceksiniz. Ne mutlu Türküm diyene. Ne mutlu Türk Milletinin Askerine.”
Bunu yazan arkadaş TV’de ve sosyal medyada yazılanlarla o kadar gaza gelmiş ki içindekini dışa vurmuş.
Adama sormazlar mı; Sen kimsin ulan!
Sen biten siyasi ideolojinin bir parçasısın… o kadar bitmişsin ki artık şehitlerin kanı üzerinden kendinize popülarite yapmaktan öteye gidemiyorsunuz. Ülkücü olabilirsiniz ama bunu “kafatasçılık” boyutuna getirdiğiniz zaman adına terör örgütü dediğiniz PKK’den farkınız yoktur. Onlar ne kadar tehlikeli ise yukarıdaki gönderiyi de yazan benim gözümde aynıdır. Bahsettiğin “Türk” ordusunun içinde sadece Ülkücüler ya da Türk mü var?...
Bunlar gibileri “Türkiye Halkı” demekten çok “Türk Halkı” demeyi daha cazip görüyorlar. İşte siz o kadar kafatasçısınız ki anlamadığınız “Ümmet”olmadıkça siz aslında bir nevi sizi yaratanında ayetini inkâr etmiş oluyorsunuz. Tabi malum şahıs ve gibilerinin bunu anlamakta zorlandığını iyi bilirim.
Konuyu daha da açmak gerekirse, geçtiğimiz haftalarda “yılın idarecileri ve öğretmenleri”nin seçildiği bir etkinlik düzenlediler. Bu etkinlikte memleketine giderken kaçırılarak şehit edilen Öğretmen Necmettin Yılmaz’ın Babasını da davet etmişler. Davetin sebebi ise Necmettin Yılmaz’ı yılın öğretmeni seçmiş olmaları. Sosyal Medya’dan seçtiğin yılın idarecileri ve öğretmenlerine birde şehit eklersem “oh yeme de yanında yat” zihniyeti! Üzüntüsü her halinden yüzüne vuran Şehit Babasını alıp gazetecilerle oradan oraya koşturmak nedir?
Şehitleri unutturmazsın anlarım… Onların geride bıraktıklarını sorar edersin anlarım ama kalkıp şovmenlik yapmaya başlayınca orada hop deriz bu kadarı da olmaz.
Çünkü samimi değiller…
Bu sendikanın mensupları daha geçtiğimiz yıl Selçuk İlkokulunda, İzmir’de şehit olan Polis Memuru Fethi Sekin ile 15 Temmuz’da şehit olan Ömer Halisdemir adına kütüphane açtılar. Gidin bakın bakalım o kütüphane ne durumda.
Neden kapatıldı o kütüphane?
Sizin şehitlere olan saygınız bu mu?
Bu yaptığınız saygısızlığa rağmen hala şehitleri önemsiyormuşsunuz gibi insanları kandırmayı bırakın. “Kafatasçılık” yapacağınıza mesleğinizi hakkı ile yapıp bilim insanları yetiştirin.
Yoksa öyle sosyal medyadan “uluyarak” olmaz bu işler. Hadi madem “uluduysan” gönderini kaldırmazsın.