İsviçre'de başörtülü hamile bir bayana, başını örtmesi yüzünden ırkçı ve faşist birisi tarafından darp edildi. İnsanlık dışı yapılan bu saldırıya tepki, İsviçre halkından gecikmedi. Binlerce erkek ve bayan başörtü takarak olayı protesto ettiler. İktidar ortağı kamuda tüm yerlerde başörtü serbest olması için yasa tasarısı hazırlayacaklarını karara bağladılar.
Böyle bir anlayış gerçekten dünyayı yaşanabilir, bir hale getirir. İnsanın insan olması dolayısıyla saygı duyulması, Hakların savunması, bu davranışın insani fıtrata uygun olduğu kadar da doğal olan bir davranıştır. İsviçre Halkının bu olaya olan, insani tepkisi, Dünya Ülkelerine de, canlı bir uygulamayla demokrasi dersi verilerek, yeniden demokrasinin tanımı yapılmıştır.
ABD ve AB ülkeleri bu demokrasi dersini öğrenmeye çok ihtiyacı vardır. Çünkü onlar demokrasi kendi vatandaşlarına mahsus olduğunu, bunun dışında bulunan üçüncü Ülkeler saf kandan olmadıklarından dolayı, kendi insanlarına uyguladıkları insan hakları, onlara gerekli olmadığının kararını çoktan vermişlerdir. Orada her uygulanan hareket, Emperyalistlerin menfaatine göre şekil değiştirir. Bazen demokrasi adına darbe yapılır. Bazen demokrasi adına İnsan haklarını gasp ederler, birde utanmadan demokrasi için yaptık derler.
Mısır'da askerlerin darbeye teşvik eden hatta darbeyi perde arkasından yöneten İsrail ve ABD olmaktadır. Darbeye darbe diyemeyenlerin menfaatlerine bu şekilde geliyor. İnsan Haklarının Beyannamesini yazanlar, sizler önce demokrasinin kelime anlamını İsviçre'den canlısını öğrenin. İsviçre'de diyebilirdi. Bu Müslümandır. Buna başka bir uygulama veya söylem geliştirelim. Demediler. Onlar o olaydan demokrasi kelimesinin tam anlamıyla uyguladılar.
Mısır'da sel gibi akan kana vampirler gibi bakanlar, ahtapot gibi dünyayı saran Yahudi lobilerinin verdiği gözlükle bakıyorlar.
Ey belamlar, ey zalimler, ey kâfirler, akan mazlumların ve Müslümanların kanından boğulacaksınız. Allah'ın planları ve tuzakları; sizlerin plan ve tuzaklarından daha güçlüdür. Bu canavarlıkla kendi sonunuzu hazırlıyorsunuz.
Ey insanlar sizlerde Allah adına; insanlığın ayağa düşmüş haline daha ne kadar sabır edeceksiniz. Koyun gibi daha ne zamana kadar; zalimin, belamın münafığın ve kâfirin ipiyle gideceksin. Kendini yönetmek senin de hakkın, inancını yaşamak ve yaşatmak senin de hakkın. Dünyada müreffeh ve mutlu bir hayat sürdürmek senin de hakkındır.
Bu güne kadar onların ipiyle gittiniz. Ne oldu. Ne olmadı. Kardeş kardeşe düşman edilmedi mi? Kan gözyaşı dolu bir hayatınız olmadı mı? Yaşamda bir tat almadınız ya sürgünde ya da başınıza inen bir balyoz darbesiyle uyandınız.
İSVİÇREDEN DÜNYAYA DEMOKRASİ DERSİ
Ali Lale