Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre, Beşik Kertmesi; ‘Bebeğin daha beşikteyken bir başka bebekle anası babası tarafından nişanlanması.’dır. Beşik kertmesi, genel anlamda bir vaaddir, söz vermedir. Nişanlanma gibidir. Yarı nikâh sayılır. Töredir.
Beşik kertmesi, iki ailenin aralarındaki iyi ve sıkı ilişkiyi daha da güçlendirmek için birbirlerinin çok küçük kız ve erkek çocuklarını bazen bebeklerini, ileride evlendirmek üzere sözleşmeleri ya da nişanlamalarıdır. Eskilerin yaptığı bu uygulamaya günümüzde çok ender de olsa rastlanabilmektedir. Eskiden tahta beşikler vardı, beşik kertmesi sözü verildiği zaman yakın dönemlerde doğmuş kız ve erkeğin beşiğine bıçakla derin üç çizik atılırdı. İşte kertme sözü buradan gelmektedir. Birçok törede olduğu gibi beşik kertmesinde de söz verme söz konusudur.
İleride büyüdüklerinde, kız ya da erkek bu sözü bozabilir. Söz bozulunca çoğu zaman araya kırgınlıklar, dargınlıklar girer. Bazen büyük kavgalar gerçekleşir, kan dökülür. İşte, 2019 yılında basına da yansıyan bir olay;
“Bursa'da beşik kertmesi gençler evlenmek istemeyince iki aile arasında çıkan meydan kavgasında tutuklu 18 şahıs, emniyette yapılan sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. İddiaya göre, aynı mahallede oturan O.O.(20) ile S.O'ya(17),küçük yaşta aileleri tarafından beşik kertmesi yapıldı. Aradan yıllar geçti her iki genç de evlilik çağına ulaştı. Ancak damat O.O. beşik kertmesi S.O.'yu istemeyince, kız tarafı ve erkek tarafı arasında husumet başladı. Geçtiğimiz hafta iki aile arasında yaşanan tartışma komşuların araya girmesiyle tatlıya bağlandı fakat önceki gün kız tarafı, O.O.'nun ailesinin içinde bulunduğu otomobilin önünü keserek taş, sopa ve bıçaklar ile saldırdı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri öfkeli kalabalığı silahla havaya ateş ederek dağıttı. Sağlık ekipleri 1'i ağır 9 yaralıyı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdı. Polis ekipleri kavgaya karıştığını tespit ettiği 18 kişiyi gözaltına aldı.” (Timeturk 21/08/2019 haberi)
Beşik kertme olayı daha çok iki akraba aile arasında gerçekleşmekle birlikte birbirlerini seven yabancı iki aile arasında da olabilmektedir. Birbirlerine yakın ya da çok samimi, iyi anlaşan, birbirlerini seven, dost iki aile bu dostluğun ileride de sürmesi için yakın zamanlarda doğmuş kız ve erkek çocuklarını daha beşikteyken nişanlarlar. Böylece iki ailenin dostluğu ileride akraba olmak suretiyle daha da pekişmiş olacaktır. Bu gelenek, Ortadoğu’da, Asya ülkelerinde Hindistan ve Avusturalya gibi ülkelerde görülmektedir. Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu’da zaman zaman rastlanılmasına karşın, Karadeniz Bölgesi, bugün geleneğin en yaygın görüldüğü yöredir.
Beşik Kertmesi Nasıl Olur?
Beşik Kertmesi, söz verme temeli üzerine kurulu bir töredir. Tahta beşik, söz verme akdinin tanığıdır. Çünkü bıçakla beşiğe üç kertik atılır. Yani derin üç çizik atılır. Ardından şöyle söylenir, “Allah tanığım olsun ki, büyüdüğü zaman oğluma –veya kızıma, kızını –veya oğlunu, alacağım.” Bu söz, yemin yerine geçerdi ve bozulmazdı. Özellikle aşiretlerde söz verme, namus ve şerefi temsil ederdi. Bu nedenle sözün yerine getirilmemesi, toplum içinde hoş görülmezdi. Beşik kertmesi, nişan, yarı nikâh yerine geçmesine rağmen çocuklar büyüdüğünde, aileler yine de usulüne göre kız isteme ritüelini gerçekleştirirlerdi. Yani kız istemeye gidilir ve nikâh kıyılırdı. Söz verme, sadakat, namus, şeref anlamına geldiğinden, cayma; onurla oynama, saygınlığı sarsma sayılırdı. Beşik kertmesi sözünü ailenin büyükleri verirdi, bu ya baba ya da dedeydi. Bu nedenle anlaşmaya sadık kalınırdı, çocuklara söz düşmezdi. Nişanın bozulması, ayıp ve günah sayılırdı. Ancak, çoğu zaman beşik kertme çeşitli nedenlerle bozulabiliyordu. Örneğin, kızın veya erkeğin okumasına karşılık bir tarafın okumaması bozulma nedeni yapılabilirdi. Büyüyünce taraflardan birinin başkasını sevmesi de cayma nedenleri arasındaydı, ancak kız tarafının cayması daha çok ayıp sayılırdı.
İzi Antik Çağlara Uzanan Bir Gelenek
Geçtiğimiz günlerde Kayseri Kültepe Höyüğünde bulunan 4 bin yıllık tablette ise beşik kertmesi geleneğinin o dönemde de var olduğuna dair bilgiler içermektedir. Tablet şöyledir;
“…..Ahu-waqar ve Zuba şahit olarak bizi tuttular ve Ahu-waqar Zuba’ya şöyle dedi
“Kız kardeşim artık büyüdü (evlilik çağına geldi), buraya gel ne Kaniş şehrinde kız kardeşimi eş olarak al (onunla evlen).
Zuba şu cevabı verdi
“Kız kardeşin orada otursun”.
Ahu-waqar şöyle konuştu
“Kaniş şehrinde kız kardeşim hakkında koloni mahkemesinin kararını ver. Sen uzakta bir yerde bulunuyorsun. Kız kardeşim ne zamana kadar Kaniş şehrinde beklesin?”
Zuba şöyle cevap verdi
“Git! Kız kardeşini gönlünün istediği yere (kimseye) kocaya ver.”
Kayseri’deki Kültepe Höyüğü’nde beşik kertmesi geleneğini anlatan 4 bin yıllık tabletlerde yazan "Kız kardeşim artık büyüdü, buraya gel ne Kaniş şehrinde kız kardeşimi eş olarak al" ifadesi beşik kertmesi geleneğinin 4000 yıl önce de olduğunun en büyük işareti olarak gösterilmektedir.
İzi antik çağlara uzansa da beşik kertmesi artık günümüzde karşılığı olmayan bir töredir. Kızın ve erkeğin daha bebekken başlarının bağlanması, evliliğe zorlanması günümüz yaşam tarzına terstir. Kişilik haklarına, insan psikolojisine, insan özgürlüğüne vurulan büyük bir prangadır.