Etrafımıza bir bakalım, Müslüman ülkelerin dışında hiçbir yerde kan ve gözyaşı yoktur. Neden? Çünkü Osmanlı İmparatorluğunun parçalanmasıyla, ayrılan Müslüman Ülkeleri kendilerini batı emperyalizmin kucağında buldular. Çünkü Osmanlının parçalanmasını sağlayarak onlara altın çağı vaat edenlerde onlardır.
Peki, bugün neden Müslüman Ülkeleri bir çıkış arayışı içerisindedirler. Batının acımasız yüzünü gördüler, oyuna geldiklerini de anladılar, yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini sömürmeye devam ettiklerini ve bu yüzden kendilerine yalan vaatlerde bulunduklarını çok iyi anladılar. Kurtuluşlarının kendi kültüründe oldukları iyice anladılar. Kesin kararlarını verdiler. Ama batıda bu durumun farkındaydı. Bu nedenle yapılan tüm yeni senaryolarla yeni sorunlar getirilmesine sebebiyet verdi. Müslüman ülkelerin başına yönetici olarak getirildiklerinin en önemli görevi batının istediği istikamette halkı yönetmekti. Halk tüm bu yönetim şeklinde bıkmıştı. Çünkü halka rağmen siyaset yapanları başında atmak için her türlü çabayı gösterdiler. Bunun örnekleri başta Türkiye'dir. Türkiye zincirleri koparmaya çalıştıkça yerleşik uşaklarıyla engel oldular. Bu engellemeler basit değildi. Kan, gözyaşı sel olup oluk akıyordu. Ama bu akan kan ve gözyaşı batı insanın gözyaşı değildir. Müslümanların gözyaşıydı. Oda onlar için fazla önemli değildi. Batı aslında Müslüman ülkelerinde çağa uygun bir kölelik yönetimini arzuluyordu. Onların istediği kadar, İnsan haklarından faydalanacaksın, onların istediği kadar, inançlı olacaksın fakat bunlar insan fıtratına uygun olmadığı, için Müslüman Ülkerlinden bu zincirlerden kurtulma çabaları ve yerleşik uşaklarıyla yapılan baskılar sonucunda Müslüman ülkelerinde sürekli kavga kan ve gözyaşı sürüp gidiyor.
Başına yönetici olarak getirildikleri, yerleşik uşakları, halka rağmen siyaseti de toplumu fakirleştirmekten bir şeye yaramamıştı. Bir tüketim ve bağımlı bir topluluk haline getirildi. Buna karşı çıkanları da Örneğin Türkiye'de İrticacı. Gerici, yobaz örümcek kafalı gibi yaftalarla insanları tehlikeli ve korkulacak bir konuma konuluyordu. Türkiye bugün ayrı bir konuma gelmiştir. Ama Türkiye'yi bu şekilde bırakmamak için öncelikle Türkiye'yi yalnız bırakmaları lazımdır. Bu nedenle Ordadoğu'a operasyonlara başladılar.
Bugün batının kıskancına aldığı Mısır'ı görüyoruz. Demokrasi ile başa gelen Muhammed Mursi'yi yönetimde uzaklaştırmak için yerleşik uşaklarıyla Darbe yaptılar. Diğer Ülkelerde olduğu gibi burada Darbeyle demokrasi ayarı yaptıklarını ifade etmekten utanmayan, çekinmeyen, zalim ve firavunu bir yönetimle karşı karşıya Müslüman Ülkeleri.
Bu gün Mısır Ülkesi ve halkı kölelik sisteminde kurtulma çabasıdır. Fıtrata uygun bir yönetimle yönetilmesi için insani ve haklı bir mücadele vermektedirler. Mısırda batının çirkin yüzü daha iyi açığa çıktı. Çünkü 100'lerce kişinin ölümü ve binlerce kişilerin yaralanması onların hiç omurunda değildir. Çünkü ölen Müslümanlardır.
Kendilerinin hazırlamış olduğu ikiz kule senaryolarından dolayı ölenlerin Müslümanlar tarafından öldürülmüş diye. Neredeyse Tüm İslam Ülkelerine saldırmaya başladılar. Ama bugün binlerce Mısırlı ölürken, onların hiç omurunda değildir. Onların amacı yerleşik uşaklarıyla tekrar uşaklık yapacak bir yönetim şeklinin oluşturulmasıdır. Bunu oluşturduktan sonra da kulağa hoş gelen bir isim verirler. Tüm gayeleri budur. Batı Müslüman Âlemine kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi.
AKILLI OLMAK LAZIM
- 09 Ekim 2018, 12:49
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi