Baydemir: Urfa TEM'de İşkence İddiaları Araştırılsın!

Şanlıurfa'da gözaltında işkence, gayri insani ve zalimane muamele iddiaları gün geçtikçe artmaktadır.

Baydemir: Urfa TEM'de İşkence İddiaları Araştırılsın!
Şanlıurfa'da gözaltında işkence, gayri insani ve zalimane muamele iddiaları gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle gözaltı birimlerinde, şüphelilere elektrik verildiği, çıplak bir şekilde bekletildikleri, su ve yiyecek verilmediği, sağlık kontrollerinin yapılması gereken zamanlardan geç yapıldığı, sağlık kontrolü için gelen doktorların, nezarethanelerden dahi çıkarılmayan kişilere sağlık durumlarını yalnızca sorarak muayene yaptığı iddia edilmektedir.


Şanlıurfa'da yaşanan ve kamuoyuna yansıyan bu iddialar gün geçtikçe artmakta özellikle de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, bu iddiaların merkezi haline gelmiş bulunmaktadır. Şanlıurfa Terörle Mücadele Şubesi'nde yaşandığı basına da yansıyan işkence iddialarından bazıları şöyledir: 2017 yılının Ocak ayında gözaltına alınan ve yaklaşık 23 gün boyunca bir spor salonunda, toplama kampı koşullarında gözaltında tutulan Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin dâhil pek çok kişiye işkence yapıldığı ortaya çıkmıştır.


Yine 11 Ocak 2017'de Şanlıurfa'da 60'ın üzerinde kişi sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, gözaltına alınanlar arasında bulunan siyasetçi İbrahim Halil Baran'ın Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde işkence gördüğü, kaburgalarının zedelendiği kamuoyuna yansımıştır.


Gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen kişiler, maruz kaldıkları işkence uygulamalarını İnsan Hakları Derneği aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu kişilerden Faruk Bayğut 13 Şubat 2017'de gözaltına alınarak götürüldüğü Şanlıurfa Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde çıplak biçimde hakaret ve fiziki şiddete maruz bırakıldığını belirtmiştir. Bayğut, bu işkenceyi gerçekleştiren 5 veya 6 kişinin kendisine "biz polis değiliz, özel görevlendirilmiş ekibiz" dediklerini ve bu bilgiyi de basınla paylaşmıştır.


Son olarak İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Başkanı ve avukat İlhan Öngör'ün kardeşi Mahmut Öngör'ün Şanlıurfa'da Terörle Mücadele Şubesi'nde işkence gördüğü iddiaları kamuoyuna yansımıştır. Kardeşi adına Şanlıurfa İnsan Hakları Derneği'ne başvuran avukat İlhan Öngör kardeşine Şanlıurfa Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde elektrik verme, falakaya yatırma, kaba dayak atma gibi fiziki işkenceler yapıldığını, kardeşinin sol elini kullanamadığını, burnunun yaralar içinde olduğunu, vücudunun değişik yerlerinde yara izleri olduğunu, talep etmelerine karşın kardeşinin hastaneye sevk edilerek muayene edilmediğini beyan etmiştir.


Öngör ayrıca kardeşinin sol kasığının üstünde aşırı yoğunluklu morarma ve siyahlaşma olduğunu, bunun da elektrik verme ile yapılan işkence izleri olabileceğini, kardeşinin konuşmakta güçlük çektiğini, polis gözetiminde görüşme yapıldığı için kardeşinin rahat konuşamadığını, kardeşi hakkında halen gözaltı işlemi ve işkencenin devam ettiğini bildirmiştir.


Avukat İlhan Öngör, kardeşi Mahmut Öngör'in 12 Kasım 2017 tarihinde Şanlıurfa Terörle Mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındığını, 3 gün boyunca kendilerine haber verilmediğini, kardeşinin bu üç gün boyunca işkence gördüğünü, 11 günlük gözaltından sonra tutuklanarak cezaevine konulduğunu, 28 Kasım günü akşam saatlerinde tutuklu bulunduğu cezaevinden "ek ifadesinin" alınacağı gerekçesiyle TEM polislerince alınarak, yeniden emniyete getirildiğini ve bu durumun da 2 gün boyunca kendilerine bildirilmediğini ifade etmiştir.


Şanlıurfa'daki işkence uygulamaları Şanlıurfa Terörle Mücadele Şubesi ile sınırlı değildir. Yine gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine konulan kişilerin beyanlarına göre Ceylanpınar Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde elektrik verme, ölümle tehdit, copla cinsel işkence, darp etme gibi uygulamalar; Akçakale Jandarma Komutanlığı'nda hakaret, gözlerin bağlanması, pense ile diş çekilmesi, kafaya silah dayanması, zorla ifade imzalatılması ve işkence uygulamaları ve yine son olarak Ceylanpınar Jandarma Komutanlığı'nda hakaret ve işkence uygulamalarının yaşandığı İnsan Hakları Derneği'ne yapılan başvurularla ortaya çıkmıştır.

Türkiye'nin de imzalayarak taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 3 işkence yasağına yöneliktir ve "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı cezâ veyâ işlemlere tâbi tutulamaz." şeklinde hüküm belirtmiştir. Kamuoyunda infial yaratan işkence iddialarının araştırılması, işkence uygulayan şahısların yargı önüne çıkarılmasının sağlanması amacıyla delillerin ortaya çıkarılması ve görevlilerin bu uygulamalardaki sorumluluğunun açığa çıkarılması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, Meclis İç Tüzüğün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz. 
Güncelleme Tarihi: 04 Ekim 2018, 14:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER